"vermiştin" - Traduction Turc en Arabe

    • أعطيتني
        
    • أعطيت
        
    • اعطيتني
        
    • أعطيتنى
        
    • أعطتني
        
    • أهديتني
        
    • وأعطيتني
        
    • وعدتني
        
    • لقد أعطيتنا
        
    • أعطيته لي
        
    Şehre ilk geldiğimde de bana bir tane bundan vermiştin. Open Subtitles حين جئت هذه المدينة لأوّل مرّة أعطيتني ورقة من هؤلاء.
    Bu mektubu evine teslim etmem için sen vermiştin bu ayın 3. gününde. Open Subtitles أعطيتني هذه الرسالة لتسلم لمنزلك هنا في اليوم الثالث من الشهر القمري
    Anneme yardımı dokunacak bir kanıt bulabileceğime dair ümit vermiştin. Open Subtitles أعطيتني أملاً بأنه يمكنني بإثبات شيء يمكنه مساعدة أمي
    Adamlarına bu gecelik izin vermiştin, unuttun mu? Open Subtitles لقد أعطيت بقية الليلة أجازة لرجالك، أتذكر؟
    Vaktiyle bedava buzağılar için de bana bir fırsat vermiştin ve olan benim 50 dolarıma olmuştu. Open Subtitles مثل المره التي اعطيتني بها فرصه لاحصل بها على الحيوانات الصغيره مجانا, وانتهى مع 50 من دولاراتي؟
    Akreplere ve yılanlara hükmetmem için bana bu asayı vermiştin ama Tanrı onu Krallara hükmedecek bir değnek yaptı. Open Subtitles أنت أعطيتنى هذه العصا لأحكم بها العقارب و الثعابين لكن الله وضع بها مقدره لأحكم بها على الملوك
    Bunu bana ilk senemizdeki baloda vermiştin. Open Subtitles أعطيتني هذه في سنتي الأولى عند حفلة العودة الراقصة.
    Aslına bakarsak, bana dersinden 'C' vermiştin. Open Subtitles في الحقيقة لقد أعطيتني تقديراً سيئاً في الكورس الذي درَّسته لي
    - Kartını vermiştin zaten. - Hayır, hayır, sorun olmaz. Open Subtitles ـ لقد أعطيتني بطاقتك ـ لا، لا، لا، لا، بالطبع لا
    Bana para verirken, harcamam için vermiştin. Open Subtitles عندما أعطيتني النقود ، قلتي لي أن أصرفها
    Bir keresinde durumum kötüyken bana kıyafet vermiştin. Open Subtitles مرة عندما كنتُ مفلسة ومحبطة أعطيتني ثياباً..
    Beraber biftek yemiştik, bana ilk biramı vermiştin. Open Subtitles تناولنا عشاء شرائح لحم أعطيتني جعة لأول مرة
    Otobüs durağında bilet almam için vermiştin. Open Subtitles أجل, لقد أعطيتني إياها في محطة الباصات, لأجل شراء البطاقات
    Bir buçuk hafta geciktin, hem zaten hediye vermiştin. Open Subtitles هذا متأخّرٌ بأسبوع و نصف وقد أعطيتني شيئاً أساساً؟
    Amigo takımıma şarkınızı ulusal yarışmalarda kullanmamız için izin vermiştin. Open Subtitles أعطيت فريقى الأذن لأستخدام الأغنية. فى المُنافسات الدولية.
    Polislere başka bir adres vermiştin, değil mi? Open Subtitles لقد أعطيت الشُرطة عنوانًا مُختلفًا، ألست كذلك ؟
    Duğuda bir yerlerde olduğu izlenimini vermiştin. Open Subtitles اعطيتني إنطباعاً بأنها كانت في الشرق الادنى من المدينه
    Bana numaranı vermiştin ve seni aramamı istemiştin. Open Subtitles اوه , اعطيتني رقمك , وقلت لي بان اتصل بك
    Akreplere ve yılanlara hükmetmem için bana bu asayı vermiştin ama Tanrı onu krallara hükmedecek bir değnek yaptı. Open Subtitles أنت أعطيتنى هذه العصا لأحكم بها العقارب و الثعابين لكن الله وضع بها مقدره لأحكم بها على الملوك
    13 yaşımdayken annem vermiştin. Open Subtitles أمي أعطتني إياهم عندما كنت في الثالثة عشرة
    Lanet olsun Ricky, o kaseleri doğum günü hediyesi olarak vermiştin. Alacak mısın? Open Subtitles تبا ، ريكي ، لقد أهديتني اياه في عيد ميلادي ، وتريد إسترجاعه ؟
    Chunin sınavlarında da biraz merhem vermiştin bana. Open Subtitles سبقَ وأعطيتني مرهما في امتحان التشونين في الماضي.
    Eula, bütün çamaşır sepetlerini benimle bölüşmeye söz vermiştin, adil ve eşit! Open Subtitles ايولا ، لقد وعدتني أن تتقاسمي معي في كل سلة غسيل بالعدل
    - Okulu kırmamak konusunda bize söz vermiştin. Open Subtitles لقد أعطيتنا وعدًا أنكِ ستلتزمين بالذهاب إلى المدرسة
    - Bana şarkı kitabı vermiştin ya. Open Subtitles -كتابُ الأغاني الذي أعطيته لي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus