Takımadanın uzak batısındaki volkanik bölgenin hemen yukarısında yer alıyor. | Open Subtitles | هي تجلس فوق البقعة الساخنة البركانية في أقصى غرب الأرخبيل |
Dünya üzerindeki volkanik bölgelerde bu gibi kaynar su havuzları, milyarlarca yııdır var. | Open Subtitles | برك من المياه المغلية كالتي وجدت في المناطق البركانية على الأرض لمليارات السنين |
Ama şöyle bir şey var ki: aldığımız verilere göre nehir, volkanik aktiviteden bağımsız olarak kaynıyor. | TED | ولكن هناك شيء: تُظهر البيانات وجود النهر الذي يغلي مستقلاً عن النشاط البركاني. |
Mars'ın toprak alaşımı eser miktarda organik madde içeren Hawai'nin volkanik küllerine benziyor. | TED | تتشابه تركيبة التربة في المريخ بالرماد البركاني في هاواي، مع نسبة ضئيلة من المواد العضوية. |
Magma yeryüzüne doğru hareket ettikçe genç volkanik kayalar oluşturmak için kristalleşir. | TED | أثناء تحرك الصهارة باتجاه سطح الأرض، تتبلور مشكلةً صخورًا بركانية جديدة ساخنة. |
Bunun gibi volkanik havuzlar yaşamın başlamış olması için muhtemel yerlerdir. | Open Subtitles | برك البركان كهذه هي المكان الوحيد حيث يمكن للحياة أن تبدأ. |
volkanik gazlar ve su buharı okyanusları ve atmosferi şekillendirdi. | Open Subtitles | وأن الغازات البركانية وبخار الماء قاما بتكوين المحيطات والغلاف الجوي |
Bu da size o gezegen üzerinde meydana gelen tektonik veya volkanik olaylarla ilgili bilgi verir. | TED | هذا يعطيكم فكرة عن الأحداث التكتونية في القشرة المريخية و الأحداث البركانية التي حدثت على الكوكب |
Bütün bu değişim içinde ani olarak değişen tek şey büyük göktaşı etkileri ya da volkanik süper-patlamalar olabilirdi. | TED | وكان التغير العالمي المفاجئ الوحيد سيكون آثار اصطدام الكويكبات الضخمة أو الانفجارات البركانية العظيمة |
İki ayaklı, minik, kıllı insanımsı canlılar... ellerinde bir parça volkanik taş var... bir şeyi takip ediyorlar ya da avlanıyorlar. | Open Subtitles | ذو قدمين صغيرة، أقل غضبا هذه المخلوقات البشرية . قطع من الحمم البركانية في أيديهم. يطاردون أو يصيدون شيء ما. |
Ayaklarının altına yapışan volkanik toprak üzerinde çok yavaş, ağır hareketlerle ilerlediğini hayal ediyorum. | Open Subtitles | أتخيله يمشي ببطء كما يفعل الغواص في هذه التربة البركانية التي تلتصق بباطن القدم |
Tanzanya'daki bir çöl ovasında, Ol Donyo Lengai yanardağının gölgesinde, volkanik küllerden oluşmuş bir kumul vardır. | TED | في منبسطات صحاري تنزانيا، في ظل بركان.. أول دونيو لينجى هناك كثبان من الرماد البركاني. |
Evet, onbeş dakika Calistoga volkanik külleriyle ıslanmayı tavsiye ediyoruz, ve Aqua-dalga havuzuyla devam ediyor. | Open Subtitles | نعم، ونحن نوصي 1 5 دقائق نقع في الرماد البركاني كاليستوجا، وهذا ما يليه لدوامة تراجع أكوا عرام. |
Orada oldukça sert ... bir volkanik hareketliliğe rastladık, efendim. | Open Subtitles | صادفنا بعض النشاط البركاني الحاد جدا ،سيدي |
Onca yıl sonra bu beyaz adamı volkanik kayalardan daha sert bulacak. | Open Subtitles | وبعد كلّ هذه السنين، لا زالت تجعلني أشدّ انتصاباً من صخرة بركانية |
Fakat muhtemelen bilmediğiniz şey, okyanusun çok derinliklerinde volkanik patlamaların olduğu. | TED | أن في عمق المحيط وفي المناطق العميقة جداً من المحيط توجد ثورات بركانية. |
Genç gezegende volkanik etkinlikler yaygındı ve düşmanca koşullar yaratan bir atmosfer vardı. | TED | حيث كان الكوكب حديث السن يشهد أنشطة بركانية على نطاق واسع وغلافًا جويًّا يخلق ظروفًا قاسية، |
Ufuk çizgisine kadar gidip yeni, tuhaf şeyleri bulmak istiyorum, Nijer'deki volkanik kalderalar gibi. | TED | أريد أن أذهب إلى الأفق وأجد أشياء جديدة وغريبة، مثل هذا البركان في النيجر. |
Okyanuslarımızın derinliklerinde volkanik ısı tuhaf, yeni yaşama yakıt sağlar. | Open Subtitles | في أعماق محيطاتنا تزوّد حرارةُ البراكين حياةً جديدةً غريبةً بالطاقة |
Bu kütükler de genellikle kaya heyelanı ve volkanik akıntılar sonucu meydana geldi. | Open Subtitles | عادة ما تسقط الكتل المتدليّة مسببة انهيارات صخريّة ليتدفق الفتات البركانيّ بعد ذلك. |
Dik kayalar, sualtındaki volkanik zirvelere uzanır. | Open Subtitles | المنحدرات المطلقة تَرتفعُ إلى القُمَمِ البركانيةِ الغَارِقةِ. |
Ya eğer halkadaki şey volkanik aktivite süresince ağacın kök sisteminde birikmiş soyu tükenen bir böcek türünün larvasıysa ? | Open Subtitles | ماذا لو أنها يرقات لحشرات منقرضة فى تلك الحلقة وجد أثناء نشاط بركانى عبر نظام الجذر ؟ |
Bazalt bu. Oksitlenme yüzünden kırmızılaşmış sert ve volkanik bir kaya. Taşın içindeki demir oksitlenmesi yüzünden oluşmuş yani. | Open Subtitles | هذا هو البازلت، صخر بركانيّ صلب تلوّن بالأحمر بفعل أكسيد الحديد، تأكسد الحديد داخل الصخر. |
Küçük bir uydu olmasına rağmen, Güneş Sistemi'nin volkanik olarak en faal kütlesi. | Open Subtitles | أكثر جسم نشط بركانياً في النظام الشمسي وهو مُجـرد قمـر صغـير |
volkanik aktivitelerle başladı! Ve biz sıcak bir alana yaklaşıyoruz! | Open Subtitles | بدء من نشاط بركاني ، ونحن ذاهبون الى منطقة دافئة |
Lav akıntıları oluşturabilecek muazzam volkanik patlamalar düşünün. | Open Subtitles | تخيل ضخامة الثورانات البركانيّة لدرجة قدرتها على إنتاج حمم متدفقة |
Tıpkı ilk çağlardaki volkanik adalar gibi birkaç günde ortaya çıktı. | Open Subtitles | تشكلت خلال مدة قصيرة، كما تشكلت الجزر البركانيّة على الأرض البدائيّة. |
Atlas Okyanusunun tabanı, yerkürenin çevresini 72.000 kilometre boyunca kesintisiz dolaşan bir volkanik dağ sırasıyla ikiye bölünmüştür. | Open Subtitles | إنّ أرضيةَ المحيد الأطلسي تُقسّمُ في إثنان بسلسلة جبليةِ بركانيةِ هائلةِ ذلك يَلتفُّ لم يكسرَ لأربعون خمسة آلاف ميلِ حول العالم. |