Onu kendi ellerinle vurmak için her şeyi yaptığını da unutmadım. | Open Subtitles | و لن انسى أنك كنت تستعد لإطلاق النار عليها |
Beni takip eden manyak bir hatun var. Bahse varım başkanı vurmak için buradadır. | Open Subtitles | توجد امرأة مجنونة تتبعني أنا أضمن لك أنها هنا لتقتل الرئيس |
Bu sefer büyük bir darbe vurmak için hazırlanın. | Open Subtitles | انتهينا من هذا الحديث. شباب, استعدوا لضربه كبيره. |
Tankın paletlerini vurmak için daha iyi bir yol bilen varsa, dikkatle dinliyorum. | Open Subtitles | حصلت عليها مع أحسن وسيله لضرب الدبابات من على الطريق كلى آذان صاغيه |
Aslında, bana yakından vurmak için yeterli mesafede olanlar genellikle güzel kadınlardır. | Open Subtitles | حسنٌ الوحيد الذي أقترب بشكل كافي لضربي دائماً تكون فتاةٌ جميلة. |
Kahretsin. İkisini de vurmak için kaçtım. Lânet! | Open Subtitles | اللعنه لقد هربت كي اقتل كل الساقطات |
Lordum! vurmak için değneğiniz olmadan nasıl ata bineceksiniz? | Open Subtitles | كيف ستمطى الخيل إن لم تكن معك عصا لتضرب الحصان |
Aslında, seni vurmak için duyduğum dayanılmaz arzu geri döndü. | Open Subtitles | في الواقع ، أن الرغبة العارمة لإطلاق النار عليك قد عادت |
Eğer bu tuzaksa onu vurmak için daha iyi bir yere geçmelisin herkesten uzakta, açıklıkta olacak. | Open Subtitles | إن كانت خدعة، فسوف يكون لديكِ فرصة لإطلاق النار عليه في العراء، بعيداً عن الجميع. |
Böylece beni vurmak için yasal bir nedenin oldu. | Open Subtitles | وعندها سيكون لديكم سبب قانوني لإطلاق النار علي |
pekala, burası kendini vurmak için ilginç bir yer ve elbiselerinde atış yanığı bulamadım, ki bu da en az 3 metreden vurulduğunu gösterir. | Open Subtitles | حسناً، أنه مكان غريب لتقتل نفسك به وكذلك لم نجد أي نقش نمطي لدخول الرصاصة بالملابس مما يعني أن الرصاصة قد أطلقت على الأقل من بعد ثلاثة أقدام |
Treces'ların birini vurmak için arabasına çarptığını duydun mu? | Open Subtitles | تستخدم حادث طريق لتقتل أحداً؟ |
Birkaç tane Alman vurmak için mi? | Open Subtitles | لتقتل بعض الألمان؟ |
Refleks olarak ben de kafasına vurmak için bir şampanya şişesi aldım. | Open Subtitles | وكرد فعل, أمسكت زجاجة الشمبانيا لضربه على رأسه. |
Ona vurmak için en uygun zaman güç topladığı an olacak. | Open Subtitles | الوقت المثاليّ لضربه سيكون لدى شحنه قوّته استعدادًا للضرب. |
Al bakalım, bu küreği sonraki geçişinde ona vurmak için kullan. | Open Subtitles | خُذي، استخدمي هذا المجذاف لضربه عند مروره التالي. |
Birisi, onu bir şeye sertçe vurmak için kullanmış gibi. | Open Subtitles | كما لو أن أحد قد استخدمه لضرب شيئاً ما بقوة |
Ve bilginiz olsun bayan, bu kürek sadece kıçıma vurmak için değildi. | Open Subtitles | و لمعلوماتكِ سيدتي, هذا لم يكن يستخدم لضرب مؤخرتي فقط |
Bana vurmak için elini kaldırdığında acı içinde köpek gibi bağırdı ve çamura düştü. | Open Subtitles | -و مثلما رفع يده لضربي ، فجأة نبح كالكلب، ثمّ سقط في الطين، ثم ها أنت هناك، |
Bana tekrar vurmak için mi geldin? -Hayır. | Open Subtitles | هل أنتِ هٌنا لضربي مجدداً لا |
Kahretsin. İkisini de vurmak için kaçtım. | Open Subtitles | اللعنه لقد هربت كي اقتل كل الساقطات |
vurmak için değneğiniz olmadan nasıl ata bineceksiniz? | Open Subtitles | كيف ستمطى الخيل إن لم تكن معك عصا لتضرب الحصان |
Gerald'ı vurmak için bir bahane daha istedin değil mi? | Open Subtitles | أنت تبحث عن عذر آخر لاطلاق النار على جيرالد أليس كذلك |
- Ben yaptım. Pol Madis'i vurmak için uzun zamandır bekliyordum. | Open Subtitles | أجل ، كنت مُنتظر وقت طويل لأضع رصاصة في "بول ماديز". |
Adamların çatıda onu bunu vurmak için beklemeseydi Nijeryalıları oğlunu sakladıkları yere kadar... | Open Subtitles | وإن لم يكن أصحابك على السطح ينتظرون أوامر بإطلاق النار على أي شخص، فقد كنا سنتتبع النيجيريين إلى حيث يبقون ابنك |