| Böyle bir kaybedenin sana vurmasına izin vermek için ne kadar alçalman gerekir? | Open Subtitles | الى أي درجة يجب أن تكوني منحطة لتدعي فاشلا مثله يضربك ؟ كثيرا |
| Dünya'da senden başka sadece bir kişi var ve sana İngiliz anahtarıyla vurmasına izin veriyorsun. | Open Subtitles | لا يوجد سوى رجل واحد وتركته يضربك بمفتاح الربط |
| Diğer kolunu uzat ve kardeşinin vurmasına izin ver. | Open Subtitles | امسكي ذراعك الآخر ودعي أخّاك يضربك |
| Maria'nın kardeşinin İngiliz anahtarıyla vurmasına izin verecektin. | Open Subtitles | - -(أخو (ماريا كنت ستسمح له بضربك بذلك المفك |
| vurmasına izin verme! | Open Subtitles | ـ توقف عن السماح له بضربك ـ احترس ! |
| - Onun beni vurmasına müsade edecektin. | Open Subtitles | لقد كنت ستدعه يطلق النار على |
| Seni salak, öylece durup sana vurmasına izin mi verdin yani? | Open Subtitles | أنت ندل، وقفت هناك وتركته يضربك? |
| Rakibine vur ama onun sana vurmasına izin verme. | Open Subtitles | بسيطة, اذا ضربته , لا تجعله يضربك |
| Kimsenin sana vurmasına izin verme. Yumruk yap ve ona karşılık ver!" | Open Subtitles | لا تدع احد يضربك تشد قبضتك و تضربة |
| Rakibine vur ama onun sana vurmasına izin verme. | Open Subtitles | إضربهُ، و لا تدعهُ يضربك. |
Arabe 
Anglais 
Français 
Espagnol 
Allemand 
Portugais 
Turc 