Bir Walkman'iniz olursa kimse bilmeden kötü şarkılar bile dinleyebilirdiniz. | Open Subtitles | أن تحصل على "والكمان" فهذا يعني إمكانية الاستماع إلى الموسيقى البذيئة دون أن يعلم احد بذلك |
Tatlım, bak, biliyorum yılbaşında şu yeni Walkman'lerden istiyorsun. | Open Subtitles | أصغي إليّ يا عزيزي .. أعلم أنّك كنت تتشدّق للحصول على جهاز "والكمان" في أعياد الميلاد |
Drew ve Tonya için bir şeyler aldım da Chris'e kesinlikle Walkman almam lazım. | Open Subtitles | لقد اشتريت بعض الهدايا (لـ (درو) و (تونيا "و لكن عليّ شراء "والكمان (لـ (كريس |
Şu Walkman markası "Sony" gibi mi? Siktir git. | Open Subtitles | إذا ، أيستطيع " سونى " اللعين أن يخبرنى ماذا حدث الليلة ؟ |
Şu Walkman markası "Sony" gibi mi? | Open Subtitles | إذا ، أيستطيع " سونى " اللعين أن يخبرنى ماذا حدث الليلة ؟ |
Bir örnek vereyim. İlk Walkman'imi almıştım. | TED | وسأعطيكم مثالاً واحداً فقط. كنت قد حضيت بأول جهاز ووكمان لي |
Walkman alıyorum. | Open Subtitles | "سأحصل على جهاز "والكمان |
Yeni Sony Walkman'de The Police'i özgürce bangır bangır dinleyerek dağlara çıkmak mümkündü. | TED | لذا كان يمكنك قيادة الدراجة عند الجبال بحرية والاستمتاع بسماع أغاني "ذا بوليس" بجهاز سوني ووكمان |
Walkman gibi bir şey patron. | Open Subtitles | مثل الـ "ووكمان" يا رئيسي أسمه "أي بود" |
Hayır, bu Walkman değil, bu bir iPod, efendim. | Open Subtitles | (لا، هذا ليس بجهاز (ووكمان أنه (أي بود) يا سيدي |