Üzerindeki mozaikleri Watanabe'nin evinde dijital yollar ile kaldırdı ve sınıftaki tüm çocuklara dağıtmayı planlıyordu. | Open Subtitles | لقد ازاح الصورة من بيت واتانابي وخطط منحهم لجميع طلاب الصف |
Ama orada değildi değil mi Watanabe? | Open Subtitles | لكنها لم تكن هناك هل كانت هناك يا واتانابي ؟ |
Yani Watanabe'nin intihar ettiğini ya da orada donarak ölürken buna hazırlandığını mı söylüyorsunuz? | Open Subtitles | ... هل تقولون بأنه إنتحر ،أو أقله كان يتهيأ لذلك وقتما مات متجمداً هناك؟ |
Yani Watanabe'nin intihar ettiğini ya da orada donarak ölürken buna hazırlandığını mı söylüyorsunuz? | Open Subtitles | ... هل تقولون بأنه إنتحر ،أو أقله كان يتهيأ لذلك وقتما مات متجمداً هناك؟ |
Çoğunuzun bildiği üzere şirketim Rapier Sermaye Girişimi dâhi Isaye Watanabe'yle güçlerini birleştirerek sağlık hizmetinin, hizmet sektörünün ve bir gün, inanıyorum ki fuhuşun çehresini değiştirecek bir teknolojiyi piyasaya sürecek. | Open Subtitles | كما يعلم الكثيرون منكم شركتي، شركة السيف للاسهم الخاصة كونت فريق مع الرائعة لسيا واتانابي |
Watanabe san'ın seçtiği aynı park. | Open Subtitles | نفس الحديقة التي اختارها واتانابي سان |
Buna maruz kalan kişi da Shuuya Watanabe'ymiş. | Open Subtitles | والذي تعرض للتخويف هو شويا واتانابي |
Ama Watanabe Halkla İlişkiler'in kısım amiriydi. | Open Subtitles | لكن (واتانابي) كان رئيس قسم الشؤون العامة |
Öyle görülüyor ki insanlar bu parkın Watanabe'nin eseri olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | واضحاً أن الجمهور يؤمن بأن (واتانابي) بناه |