Bir gösteri köpeğiydi, Westminster'da bile yarışmış. | Open Subtitles | لقد كانت تظهر الكلب. حتى وهي تنافس في وستمنستر. |
Ancak Westminster'daki hükümet şehirdeki bankacılar, Fleet Caddesi'ndeki gazeteler paramızı çaldılar. | Open Subtitles | الحكومة في وستمنستر والمصرفيون في المدينة وصحف فليت ستريت |
Westminster'de kadınlarla ilgili yaptığı son konuşmaya teşekkür. | Open Subtitles | بمناسبة خطبتة الحديثة عن النساء فى ويستمنستر |
Gerçek Westminster Abbey'i parça parça edebiliriz ki buna benzesin. | Open Subtitles | والان يمكننا تحطيم كنيسة ويستمنستر الاصلية حتى تبدو كهذه |
Bu yüzden, geçen sene Westminster'da o sürtük bizi geride bıraktı. | Open Subtitles | لِهذا تلك كلبةِ الصلصالِ تَقدّمتْ منّا السَنَة الماضية في ويست مينستر. |
Jones Westminster merdivenlerinin orada bir polis teknesine ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | اريد قارب شرطه سريع متوقفا عند ويست مينستر |
Ancak kilisede ona eşlik eden Westminster'da da size karşı konuşan kişi... | Open Subtitles | لكن مُرافقها في الكنيسة " الرجل الذي تحدث ضدك في " ويستمينستر |
Evet ama Anne zaten Westminster'in etkisi altında Anglikan olarak yetişmişti. | Open Subtitles | أجل لكن آن تربت أنجليكية تحت تأثير حكومة وستمنستر |
Westminster ve Whitehall'ın sakin ortamından uzaklaştığım için ne kadar mutlu olduğumu söyleyebilir miyim? Bu, Kim. Dokuz yaşında Vietnam'lı bir kız çocuğu, sırtı napalmla mahvolmuş, ve o, Amerikan ulusunun vicdanını uyandırarak Vietnam savaşının sonunu başlattı. | TED | هل أستطيع القول كم أنا مسرور بالبعد عن الهدوء في وستمنستر و وايت هول؟ هذه كيم، فتاة فيتنامية عمرها تسعة سنوات، تلف ظهرها بالنابلم، وقد أيقظت ضمير الأمة الأمريكية لبداية نهاية حرب فيتنام. |
Marge, oğlum ve ben Westminster Abbey yapacağız. | Open Subtitles | مارج انا والفتى سنبني وستمنستر أبي |
Elbette Westminster Abbey her zaman güzeldir. | Open Subtitles | وأخيرا، كنيسة "وستمنستر" هو دائما خياراجيداللخروجاليوم. |
Ve Westminster Köprüsü'nde nizamlı bir şekilde toplandıkları görülüyor. | Open Subtitles | قد بدءوا يتكلمون" .. ويبدو أن هناك تشكيلاً منتظماً " .. يتجمع حول جسر ويستمنستر" |
Sanırım Westminster sokaktaki Fairmont Tasarruf Bankası'nı seçerdim. | Open Subtitles | في "بروفيدنس"؟ سأختار بنك "فايرمونت" للإدخار قبالة شارع "ويستمنستر" |
Fairmont Tasarruf Bankası, Westminster Sokak. | Open Subtitles | بنك "فايرمونت" للإدخار قبالة شارع "ويستمنستر" |
Güney Westminster'a doğru giden siyah bir kargo Van var. | Open Subtitles | أريدكم أن تتبعوا سيارة شحن سوداء تتجه غرب "ويستمنستر" |
"lvy" sokağından sağa dön, sonra "Westminster" caddesinden sola sap. | Open Subtitles | انعطفي يمينا من عند ايفي ثم انعطفي يسارا من عند ويست مينستر |
Bayan Westminster, sahiden de varlıklı bir dük için, meşgul yaşantınızda zaman ayırabileceğinizi hiç düşünmüyordum. | Open Subtitles | أنا لا أفترض بأن الآنسة ويست مينستر يمكن أن تجد وقت في حياتها الحافلة بالأشغال |
Bu arada Smithee, pazartesi gününe bayan Westminster'ı davet ettim ve onun iyi ağırlanması son derece önemli. | Open Subtitles | أوه، أنيق جدا يا سيدي أوه، سميث ، دعوت الأنسة ويست مينستر للشاي يوم الإثنين ومهم جدا ان تشعرها بالترحيب |
11 Haziran 1912 tarihinde Westminster'da devlet mührüyle tescillendiği üzere majesteleri, Kral 5. | Open Subtitles | حيث مذكور تحت الختم الملكي في (ويستمينستر)، بتاريخ 11 يونيو، 1912، |
E-Type'a bir kraliyet düğünü yapmasını söyleseniz, ...misafirlerini Westminster Abbey'e minibüs filosu ile taşımaz. | Open Subtitles | الـ( إي تايب) تستحق هذا الحفل الملائكي إنها لا تهتم للضيوف وسوف تضعه في حافلات ( صغيره وترسلهم إلى (ويستمينستر |
Westminster Abbey, Big Ben'in Kulesi | Open Subtitles | #"كنيسة ويستمنيتر" , " برج بيج بن"# |
Benim için yeterli bir bahane değil. Clayton çocukları Westminster'e götüreceğini söylemişti. | Open Subtitles | كليتون قال أنه سيأخذ الأولاد إلى وستمينيستر |
Senin gibi bir Westminster çocuğunun o köylü kızlarıyla işi ne? | Open Subtitles | ماذا يصنع فتى من "ويستمينيستر" بالمناطق المحلية السيئة؟ |