Yani havza suyu aslında her yıl 3 mm yükselen deniz seviyesinin bir parçası ve bunu tüm dünyada hissediyoruz. | TED | إذاً المياه الجوفية هي جزء من الثلاثة ميليمترات التي يرتفعها مستوى البحر خلال السنة والذي نشهده نحن كمجتمع عالمي |
Bununla birlikte, yükselen deniz sıcaklıkları konveyör kuşağının görünüşte yavaşlamasına neden olmaktadır. | TED | ومن ناحية أخرى، فإن ارتفاع حرارة مياه البحر يساهم على ما يبدو في إبطاء حركة حزام النقل |
yükselen deniz seviyeleri volkanik patlamaları tetikleyebilir. | Open Subtitles | لكن ثمة مؤثرات غير متوقعة كذلك، وهي أن مستويات البحر المرتفعة قد تحفز الثورانات البركانيّة. |
Aynı zamanda yükselen deniz yüksek kesimlere son vererek lagünde noktadan oluşan 600 ada yarattı. | Open Subtitles | ارتفاع مستوى البحر فصل مناطق من الأرض المرتفعة, كَوَّنَ هذه الجزر ال 600 التي تنتشر في البحيرة. |
Ölümcül sıcaklık dalgaları, rekor miktarda kuraklıklar yükselen deniz seviyeleri, kitlesel yok olan türler. | Open Subtitles | موجات حر قاتلة و جفاف قياسي إرتفاع مستويات البحر و إنقراضات جماعية لفصائل. |
Ve bu grafik artan şehir popülasyonunu azalan bio çeşitliliği ve tabİi ki yükselen deniz seviyesini ve iklim değişimlerini gösteriyor. | TED | وانها حقا معقدة من حيث الارتفاع في النمو السكاني فتراجع التنوع البيولوجي وأيضا ، بطبيعة الحال، ارتفاع مستويات سطح البحر وتغيير المناخ |
Gene dedik ki, 21. yüzyıl; kayan iklim bölgelerine, Kuzey Amerika ve Asya'da kuraklığa yatkın bölgelerin oluşumuna, buz örtülerinin erozyonuna, yükselen deniz seviyelerine ve efsanevi Kuzeybatı Geçidi'nin açılışına tanıklık edecek. | TED | قلنا كذلك أن القرن ال21 سيشهد تحولا للمناطق المناخية، إنشاء مناطق معرضة للجفاف في شمال أمريكا وآسيا، نآكل الصفائح الجليدية، ارتفاع منسوب مياه البحر وافتتاح الممر الشمالي الغربي الأسطوري. |
Güney Florida, yükselen deniz tarafından yutulabilir. | Open Subtitles | {\cHFFFFFF\t(\cH0000FFFF)} جنوب "فلوريدا" التي عهدناها قد تختفي {\cHFFFFFF\t(\cH0000FFFF)} بسبب ارتفاع مستوى البحر |