Aynı bir mayın tarlasında yürümek gibi. | Open Subtitles | ذلك مثل الإبحار من خلال حقل ألغام |
Bir mayın tarlasında yürümek gibi. | Open Subtitles | ذلك مثل الإبحار من خلال حقل ألغام |
Shackleton'ın adamlarından biri bu türde bir alanı geçmenin, bir tren garının cam tavanı üzerinde yürümek gibi olduğunu anlatmış. | TED | واحد من رجال شاكلتون وصف عبوره لهذا النوع من التضاريس مثل المشي على السقف الزجاجي من محطة للسكك الحديدية. |
Bir yapay zekânın, yürümek gibi basit bir eylemi yapmasını sağlamak çok zor. | TED | إذن ترى مدى صعوبة الحصول على ذكاء اصطناعي لفعل شيء ما بسيط مثل المشي فقط. |
Tavanda ya da duvarda yürümek gibi özel yeteneklerin var mı? | Open Subtitles | أيمكنك القيام بحركات لها علاقة بالقوة، مثل المشي على السقف أو الجدران؟ |
Şimdi cebinden şekerleme çıkarsan büyükannemle yürümek gibi olurdu. | Open Subtitles | إن أخرجت الحلوى من جيبك فسيكون مثل المشي بصحبة جدتي |
Yumurtaların üzerinde yürümek gibi birşeydir. | Open Subtitles | ان تمسّكْ بهم مثل المشي على البيضِ. |
Aynen yürümek gibi. | Open Subtitles | .هذا هو تماماً. إنه مثل المشي |
yürümek gibi, öyle düşünmüyorsun. | Open Subtitles | انه مثل المشي لا تفكرين به |