"yürüyorsun" - Traduction Turc en Arabe

    • تمشي
        
    • تسير
        
    • تمشين
        
    • تسيرين
        
    • يمكنك المشي
        
    • وتمشي
        
    • تَمشّي
        
    • تسيرينَ
        
    • تتمشى
        
    • التمرُّد
        
    • تسيري
        
    Onu tanımadan önce havada yürüyorsun. Open Subtitles وَ قبل أن تفطن لما يحصل، تجدُ نفسك تمشي في الهواء.
    Uykunda mı yürüyorsun? Seni gördüğüme sevindim. Open Subtitles تبدو كأنك تمشي وأنت نائم إنني سعيد جداً لرؤيتك
    Ben hayvanlar gibi boğulurken, sen neden açıkta yürüyorsun? Open Subtitles لماذا تمشي في العراء بينما أنا أَختنق مثل الحيوان؟
    Diyelim ki yolda yürüyorsun ve çimlerde yaralı bir kuş gördün. Open Subtitles لو كنت تسير في الشارع ولمحت طائراً جريحاً ملقى على الحشائش
    - Kendimi kontrol edemedim. - Uykunda yürüyorsun, rüya bu. Open Subtitles ـ لم أستطع التحكم في نفسي ـ أنتي تحلمين، تمشين أثناء نومكِ
    Wicklow Dağları Ulusal Parkı, demek? Ne kadar zamandır yürüyorsun? Open Subtitles حديقة جبال ويكلو الوطني أخبريني كم مضى لك وأنتي تسيرين على قدميك ؟
    Waldo Koontz, neden öyle komik yürüyorsun? Open Subtitles والتر كونتز, لماذا تمشي بهذه الطريقة المضحكة؟
    Ve komik yürüyorsun. Open Subtitles أنت لا تستطيع الطيران من أصله وأنت تمشي بصورة مضحكة
    Eğer yüzünün bir yanında güneş yanığı varsa, bu düz bir yolda yürüyorsun demektir, değil mi? Open Subtitles إذا كان لديك حرق شمس على جانب من وجهك فهذا يعني أنك كت تمشي في طريق مستقيم
    Omurlar arası sinirlerinde, baskı varmış gibi yürüyorsun. Open Subtitles تمشي كما لو أنّك مُرهق رباطك المستعرض الداخلي
    İşte, her zaman bunu yapıyorsun. Doğru yolda, eğri yürüyorsun. Open Subtitles هذا ما تفعله دائماً ترى شارعاً و تمشي به
    Ve koridorlarda erkekler tarafından ezilerek yürüyorsun. Open Subtitles و أنت تمشي في أسفل الردهة تضطهد من قبل الرجال
    Yalnız yürüyorsun ama Tanrı'nın gölgesinde olduğunu düşünüyorsun. Open Subtitles تمشي وحدكَ، لكنّك تعتقد أنّ ظلّك هو ظلّ الرب
    Diğerlerinin hayal dahi edemeyeceği dünyalarda yürüyorsun. Open Subtitles أنت تسير في عوالم , والأخرين لا يستطيعوا ان يبدأو بالتخيل
    Evet, görünen o ki, nerede cinayet işlense, sen o sokakta yürüyorsun, bir bakalım. Open Subtitles نعم ، يبدو أنك تسير فى العديد من الشوارع حيثتقعحوادثالقتل. دعنانرى
    Beni bekle. Neden bu kadar hızlı yürüyorsun? Open Subtitles مهلا ، مهلا إنتظرى لماذا تسير بهذه السرعة ؟
    Seni duyuyorum, Debra. Telefonun yanında yürüyorsun. Aşağı bak! Open Subtitles أسمعك ديبرا أنت تمشين بجانب الهاتف إنظري للأسفل
    Neden poponda ezmek istemediğin bir patates cipsi varmış gibi yürüyorsun? Open Subtitles لماذا تمشين وكأن لديكِ شريحة بطاطس في مؤخرتكِ لا تريدين كسرها ؟
    Taksi tutmak yerine neden yürüyorsun? Open Subtitles لماذا تمشين بدلاً من تأخذي سيارة الأجرة ؟
    Biliyorsun, sanki kimsenin iyiliğini istemiyormuş gibi kendi başına yürüyorsun falan. Open Subtitles تسيرين و كأنك في المحيط كانه ليس عندك أي وقت لمنفعة أي شخص
    Allah aşkına, zar zor yürüyorsun Jesse. Open Subtitles لأجلكم الله، يمكنك المشي بالكاد، جيسي. هيا.
    Bir köfteyi ellerin arkadayken alıyor ve odanın diğer tarafına yürüyorsun. Open Subtitles عليك أن تلتقط كرة لحم بمؤخرتك وتمشي بها إلى الجانب الأخر من الغرفة
    Küçük bir kız için, olağan üstü bir biçimde hızlı yürüyorsun. Open Subtitles من أجل فتاة صغيرة، تَمشّي بسرعة.
    Neden böyle yürüyorsun? Open Subtitles لمَ تسيرينَ بهذا الشكل؟
    Tüm gün boyunca caddenin başından sonuna kadar oynayarak yürüyorsun. Open Subtitles أنت تتمشى وتلعب على الشارع كل يوم
    - Kız gibi yürüyorsun. Open Subtitles -لم يساعدك التمرُّد
    Bir pencere görüyor ve ona doğru yürüyorsun. Open Subtitles تشاهدين نافذة وأنت تسيري نحوها.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus