| Bu yüzden, kendimizi dünyaya yansıtmaya çalışırken Yüzümüzün görünümü bizim için hayatidir. | TED | لذا مظهر وجوهنا امر حيوي بالنسبة لنا ونحن نحاول تقديم انفسنا للعالم. |
| Her şeyimizi ortaya koyalım. Yüzümüzün üzerine düşebiliriz, | Open Subtitles | لنعطي كل شيئ ما لدينا قد نسقط على وجوهنا |
| Doğru yolda ilerlememizi ve Yüzümüzün iyiliğe yönelmesini sağlayın. | Open Subtitles | دعينا نسير على الدرب الصحيح ونرفع وجوهنا إلى رحمتك |
| Yüzümüzün yere dönük olması gerekiyor. | Open Subtitles | يفترض أنْ نبقي وجوهنا إلى أسفل على الأرض. |
| Yüz kemiklerine tutturulmuş olan, Yüzümüzün yapısını belirleyen kaslar bulunur, bunlar yüz ifademizi iletir ki bu, evrensel ifade dilimiz, sosyal haberleşme sistemimizdir. | TED | تعلق على عظام الوجه التي تحدد تركيب وجوهنا العضلات هي التي تقدم لنا التعابير الوجهيه، لغتنا العالمية للتعبير، نظام إشارات مجتمعنا |
| Ergenlik çağındakiler olarak-- dönüp kendi ergenlik yıllarınızı bir düşünün-- Yüzümüzün görünümünde çarpıcı ve sıklıkla orantısız bir değişim geçirmekteyizdir. | TED | كمراهقين -- فقط عد بالتفكير لأعوام مراهقتك -- حيث نمر عبر تغير دراماتكي وغالبا غير متناسب في مظهر وجوهنا. |
| Yüzümüzün rengi solmuştu. Zayıflamıştık. | Open Subtitles | وجوهنا أصبحت باهتة وأجسامنا اصبحت نحيلة |
| Adam Yüzümüzün yarısını gördü. | Open Subtitles | كلا، إنتظر لحظة لقد رأى نصف وجوهنا |
| (Gülüşmeler) Büyük ihtimalle yüzümüzde, Yüzümüzün hepsinde yaşayan iki akar türüne mikroskobik bir beşlik bile çakıyorsun. | TED | (ضحك) انك على الأغلب تعطي كفك مجهرياً لنوعي العث التي تعيش على وجوهنا، على وجوهنا جميعاً. |
| Yüzümüzün görülmesi güzel. | Open Subtitles | من اللطيف ان تخدم وجوهنا. |
| Yüzümüzün derisi soyulurdu. | Open Subtitles | وكان الجلد يتقشر من وجوهنا |