Bu suçlular kendilerini öldürdüler, o yüz kızartıcı suçlarıyla yüzleşmektense. | Open Subtitles | فضل أولئك المجرمون الانتحار بدلاً من مواجهة عواقب جرائمهم الشنيعة |
Bununla yüzleşmektense, kahramanca hayallere inanmak daha kolay gelir, biliyorum. | Open Subtitles | أدرك أنه من الأسهل تصديق بعض البطولات الخرافية أكثر من مواجهة ذلك |
Eksiklerimle yüzleşmektense trajik geçmişimi baskıladım. | Open Subtitles | إذاً فقد كبتّ ماضيّ المأساوي، بدلاً من مواجهة إخفاقاتي. |
Bu arada onunla ilgili her şey reddediliyor çünkü birileri bir yerde gerçekle yüzleşmektense olmayacak bir hayale tutunuyor. | Open Subtitles | و في غضون ذلك انها ترفض كل شيء لأن شخصاً ما , في مكان ما يفضل إبقاءها في الخيال بدلاً من مواجهة الحقيقة |
O olayla yüzleşmektense, kendimi işime vermek daha kolay geldi. | Open Subtitles | خرطتُ نفسي في العمل فحسب لأنّ ذلك كان أسهل من مواجهة ما حدث آنذاك. |
Çoğu insan bunlarla yüzleşmektense geçmişe tutunup duruyorlar. | Open Subtitles | أنا معجبة بك، كثير من الناس يتعلقون بوضعهم القائم بدلاً من مواجهة الأمور على حقيقتها |
Adamın karşısına çıkıp yüzleşmektense şirkette oturup millete telefon açacak adam değilsin sen. | Open Subtitles | ليس كما لو أنك ستبقى هنا و تقوم بالإتصالات بدلا من مواجهة أحدهم وجهاً لوجخ. |