| Beyhude bir denemeyle onun hayatını kurtarmaya çalışacaksan sonuçlarıyla da yüzleşmelisin. | Open Subtitles | لقد اتيت الى هنا في محاولة لانقاذ حياتها سوف تواجه النتائج |
| Birşeyden korkuyorsan, onunla yüzleşmelisin. | Open Subtitles | لو أنك خائف من شيئ ما عليك أن تقف و تواجه هذا الشيئ |
| Gerçekle yüzleşmelisin. Bu yarayla hangi numaraları yapabilirsin? | Open Subtitles | لا بد أن تواجه الحقيقة كيف ستنفذ الخدع بمثل هذه الاصابة ؟ |
| Bak, dostum, gerçeklerle yüzleşmelisin. Cinsellik yaşı çok düştü. | Open Subtitles | اسمع، عليك مواجهة الواقع يا رجل، جنس المراهقين يقع بكل مكان، حسناً |
| Bununla yüzleşmelisin, korkmamalısın. | Open Subtitles | يجب عليكِ مواجهة ذلك يجب عليكِ أن لا تخافي |
| Biliyorum, ama bununla yüzleşmelisin. | Open Subtitles | أعلم بانكي لا تريدي لكن لابد ان تواجهي الامر |
| Ve bu acı veriyor, ve bu berbat ama gerçek bu, sen de bununla yüzleşmelisin. | Open Subtitles | . وهذا ، هذا يؤلم . وهذا سيء . ولكن هذا الواقع ويجب أن تواجهه |
| Gerçekle yüzleşmelisin! Bu halde hangi numarayı yapabilirsin ki? | Open Subtitles | يجب ان تواجه الامر اي خدع يمكنك القيام بها بهذه الإصابة ؟ |
| Ama şu anda kendini düşünmeli ve tehlikeyle yüzleşmelisin. | Open Subtitles | لكن الآن عليك أن تفكر بنفسك و أن تواجه الشر |
| Ölü bir kadına abayı yaktın sonuçlarıyla da yüzleşmelisin. | Open Subtitles | اختيارك كان ان تقع بحب فتاه ميتة سوف تواجه النتائج |
| Dick. Dick. Bu şeyle yüzleşmelisin. | Open Subtitles | ديك ، يجب أن تواجه هذا الأمر سريعاً يجب أن تطلب من بروس بأن يتخلص من لحيته |
| O halde bununla yüzleşmelisin, ufaklık. O hatuna bir özür borçlu olabilirsin... | Open Subtitles | أظنّكَ يجب أن تواجه الأمر يا عزيزي فربّما تدين لتلكَ المرأة بإعتذار... |
| Bunu görmemek için uğraşıyorsun belki de içine sindiremiyorsun ama gerçekle yüzleşmelisin ki senin yaşlı adam beş para etmezin teki. | Open Subtitles | تحاول أن تدور حولها وأن تغوص أسلفها وكل شيء ولكن عليك أن تواجه حقيقة أن رجلك المسن ليس إلا قطعة من القذارة |
| Gerçeklerle yüzleşmelisin, Nuck. Artık Demokrat bir valimiz var. | Open Subtitles | يجب مواجهة الحقائق لدينا محافظ ديموقراطي |
| Bak, güzel bir kapanış konuşması istiyorsan gerçeklerle yüzleşmelisin mesela bay çok bilen olmadığın gibi. | Open Subtitles | انظر، إذا كنت ترغب في سطر اغلاق جيد، عليك مواجهة واقع انك لم تعد سيد الشعار |
| Dinle artık bununla yüzleşmelisin. | Open Subtitles | إسمعِ, عليك مواجهة الأمر الآن صدقي ذلك أو لا, لدينا الأفضلية هنا |
| Çok geç olmadan kendinle yüzleşmelisin. | Open Subtitles | قبل فوات الأوان ، الأفضل لك مواجهة نفسك |
| Korkularınla yüzleşmelisin ve bunu yapabilmenin tek yolu ise döngüyü tamamlaman. | Open Subtitles | يجب ان تواجهي خوفك وجها لوجه والطريقة الوحيدة التي يمكنك بها تماما فعل ذلك هي ان تكملي الحلقة |
| # Ama gerçekler açığa çıktığında,... # # ...geleceğinle yüzleşmelisin. # | Open Subtitles | لكن عليك أن تواجهي المستقبل عندما تظهر النتائج |
| Geçmişini geri döndüremezsin. Onunla yüzleşmelisin. | Open Subtitles | لا تستطيع الغاء ماضيك يجب ان تواجهه |
| Onunla yüzleşmelisin ve tüm cevaplanmamış soruların cevabını almalısın. | Open Subtitles | -بلى يمكنكِ يجب أن تواجهيه ، وأن تحصلي على إجاباتٍ لكل الأسئلة العالقة بينكما |
| Yabancılaşmanın asıl kaynağıyla yüzleşmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تواجهيها |
| Jim, sadece yukarı gidip onunla yüzleşmelisin. | Open Subtitles | جيم , يجب أن تذهب للأعلى فقط وتواجه الأمر |