Tanrı'yı kadın ve erkeklerin yüzlerinde ve aynadaki yansımamda görüyorum. | Open Subtitles | فى وجوه الرجال والنساء ،أرى الله، وفي وجهي في المرآه. |
Orada yatan, boğulmuş insanların yüzlerinde değil, ama binlerce ölü insanın yüzünde gördüm! | Open Subtitles | ليس مكتوياً على هذة الوجوه الغارِقة هناك لكن على وجوه الآف الموتى |
İçlerini ısıtır ve yüzlerinde gülücükler açtırır. | Open Subtitles | يبرد وسرعان ما يرسم الإبتسامة على وجوه الناس |
Pek iyi göremedim ama yüzlerinde bir tuhaflık mı vardı? | Open Subtitles | -لم أرى الكثير لكن هل هناك شيئاً خطأ بوجوههم ؟ |
Kurbanların yüzlerinde, kollarında ve bacaklarında pek çok üstünkörü kesikler gördüm. | Open Subtitles | أرى الكثير من الجروح السطحية بوجوههم وأذرعهم وسيقانهم. |
Bilmiyorum, ama yüzlerinde o kendini beğenmiş bir görünüm sevmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم و لكنني لا أحب النظرة المتعجرفة على وجوههم |
Dağın üzerinden tüm ülkeyi kayarak geçerler Dick Chenney'i Jerry Lewis gibi gösterecek yüzlerinde katı ifadelerle. | TED | يتزلجون على الجبال عبر البلدان بتعبيرات وجوههم المتجهمة التي تجعل ديك تشيني يشبه جيري لويس. |
Ölülerin yüzlerinde öyle bir ifade vardı ki sanki ölmeden önce yaratıklar onları çılgına çevirmişler. | Open Subtitles | لقد كان يعلو وجوه تلك الجثث نظرة تخبرك أن أيَّاً من قتلهم، فقد دفعهم للجنون أولاً |
Bunu sokaktaki insanların yüzlerinde görebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك رؤية ذلك في وجوه الناس بالشوارع |
Çok şanslıyım ki, bir kez değil daha önce söylediğim gibi binlerce kez bu çocukların yüzlerinde Tanrımı görebildim ve onlar benim en büyük ilham kaynaklarım. | TED | وأنا محظوظ لإني لم أعمل ذلك مرة واحدة ، كما قلت من قبل ،وإنما عملته آلاف المرات، وقد أتيحت لي الفرصة لمشاهدة هذه اللمحة الإلهيه في وجوه هؤلاء الأطفال وهم أكبر الملهمات لي . |
İyi insanların yüzlerinde bile... | Open Subtitles | حتى في وجوه رجال صالحين. |
Bunu çocukların yüzlerinde görebiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى ذلك على وجوه الأطفال . |
Bunu onların yüzlerinde ve vücutlarında gözlemleyebilirsiniz. Sandalyelerine otururlar ve kendilerini küçültürler ve ellerini şu şekilde kaldırırlar. | TED | تراه في وجوههم وأجسامهم ، يجلسون على مقاعدهم ويجعلون من أنفسهم أصغر. ويفعلون هكذا عندما يرفعون أيديهم. |
Anneannemin çok ziyaretçisi olurdu; yüzlerinde ağır sivilceleri veya ellerinde siğilleri olan kişiler. | TED | الكثير من الأشخاص كانوا يترددون على جدتي ممن يعلو حب الشباب الحاد وجوههم أو تنتشرالثآليل على أيديهم |