Başkan Johnson delik deşik ve ipuçlarıyla dolu... kan içindeki limuzinin yıkanıp tamir edilmesini emretti. | Open Subtitles | الرئيس جونسون أمر بالليموزين الغارقة في الدماء المليئة بثقوب الرصاص والقرائن ليتم غسلها و إعادة بنائها |
Yapraklar yıkanıp çiğnenir, hava ve güneşe maruz bırakılır. | Open Subtitles | هذه يتم غسلها ثم تهرس ثم تعرض الى الهواء و الشمس |
Ama bunu bilerek yaptım. yıkanıp temizlenebilirim. | Open Subtitles | لكنني تعمدت وضعها، بإمكاني غسلها |
Yatakhanelerinize geri dönün yıkanıp kıyafetlerinizi değiştirin. | Open Subtitles | عودوا الى سكنكم اغتسل , وغير ملابسك |
yıkanıp yatmaya gideceğim. | Open Subtitles | سوف اغتسل ثم أأوي الى الفراش |
yıkanıp paklan, aşkım. | Open Subtitles | اغتسل أيها العشيق |
yıkanıp, bir yardım derneğine yollanıyordur herhalde. | Open Subtitles | يتم غسيلهم و يتم إرسالهم إلى أى مؤسسة خيرية |
yıkanıp, bir yardım derneğine yollanıyordur herhalde. Bilmiyorum. | Open Subtitles | يتم غسيلهم و يتم إرسالهم إلى أى مؤسسة خيرية |
Bu sütle biraz yıkanıp, temizlenmesi gerekiyor. | Open Subtitles | يُمكنك غسلها بهذا الحليب. |
Her yer yıkanıp üstü kapatılmış. | Open Subtitles | لقد تم غسلها, و تغطيتها. |
yıkanıp giyiniyorum. | Open Subtitles | اغتسل وأرتدي ملابسي. |
yıkanıp uyu. | Open Subtitles | اغتسل وخُذ غفوة. |