"yıktı" - Traduction Turc en Arabe

• دمر
• حطم
• بتدمير
• بتلفيق
• دمّر
• خرب
• لفّق
• طرحني

Geçmişimizi yıktı... bu yüzden onun öldüğünü görene kadar hiç bir yere gitmeyeceğim!
لقد دمر ماضينا معاً ولن أرحل حتى أراه يموت

Bu karımı ikinci kez yıktı.
أتعلموا، لقد دمر حياة زوجتي لبرهه من الزمن

Böylece Dalekler, Küre ile birlikte bu duvarları yıktı. Dalekler mi?
ثم حطم الداليك الجدران بالكرة - الداليك ؟

Johnny, Woltz Filmciliğin kayırdığı en değerli kişiyi yıktı.
جونى فونتاين حطم واحدة من أغلى ممتلكاتى

Muhammed Kabe'yi kuşatan 360 putun hepsini yıktı.
بعد الطواف بالكعبة سبع مرات قام محمد بتدمير ثلاثمائة وستون صنما وتمثالا كلها

Paha biçilemez bir aile yadigarını çalıp suçu üstüme yıktı, ben de korktum haliyle.
، لذا قام بسرقة تذكاراً ثمين للعائلة ... وقام بتلفيق التهمة علي ، ثم فزعت

Onu buraya yolladılar ve inşa ettiğimiz her şeyi yıktı.
لقد أرسلوه إلى هنا والآن قد دمّر كل ما بنينا

Kim bu odayı yıktı?
من اللذي خرب هذه الغرفة؟

Terörist saldırıyı üstümüze yıktı.
لقد لفّق لنا تهمة هجوم إرهابيّ

Hayır, hiç değil. Onu yıktı, her yerini mahvetti. Aklını, vücudunu, kalbini, ruhunu.
لا , ليس كذلك , دمر كل جزء فيها عقلها وجسدها , قلبها وروحها

Tacizcim beni yıktı. Hayatımı mahvetti. Ben de onunkini mahvettim.
الشخص الذي أساء إلي دمرني دمر حياتي، فدمرت حياته

- Demir yolunu yıktı. - Ninja Megazord gücüne ihtiyacımız var!
لقد دمر خط السكة الحديد - نحن بحاجة لإلتحام مركبات النينجا الآن -

O, benim arkamın özelliklerini yıktı.
لقد دمر الملامح الاساسية لمؤخرتي

Bütün hayallerimi yıktı. Ağzımı açmadım.
لقد حطم كل أحلامي أنا لم أقل شيئا

Böylece Dalekler, Küre ile birlikte bu duvarları yıktı.
ثم حطم الداليك الجدران بالكرة - الداليك ؟

Aileni kim yıktı biliyor musun?
أنت تريد أن تعرف من حطم أسرتك ؟

Johnny, Woltz Filmcilik'in kayırdığı en değerli kişiyi yıktı.
جوني فونتاين) حطم واحدة) من أغلى ممتلكاتي

Dün gece insanlarınız tapınağımızı yıktı. Dün gece!
بالليلة الماضية قام بعضُ من أناسكم بتدمير مِحرابنا.

Krallık krallık, önüne gelen her şeyi yıktı ve ona direnen herkes de çok kötü bir kaderle karşılaştı.
الملك قام بتدمير كل شئ كان فى طريقه واى شخص يقاوم يلقى عقاب كبير

Yani cinayeti onun üzerine yıktı.
لذا قام بتلفيق جريمة القتل لها

Kabal suçu bana yıktı.
الجمعية السرية قامت بتلفيق الإتهامات لي

Niye o sandalyeleri yıktı? - Biz onlara oturabilirdik.
لِم قد دمّر تلك المقاعد عوضاً عن الجلوس عليها؟

Kahrolsun Saddam! Bütün bölgeyi yıktı!
تباً لـ(صدام), خرب هذه المنطقة بأكملها

Biri beni yere yıktı.
شخص ما طرحني أرضاً.