Bir yıl sonra, ıssız bir yerde bir lokantadayken yağmurdan kaçmak için içeri girmişti. | Open Subtitles | بعد سنة كنت في مطعم في وسط اللامكان عندما دخلت لتهرب من المطر |
Margaret ve Jacky'le birlikte yağmurdan kaçmak için... küçük bir çaycıya gittik. | Open Subtitles | ماغ) و (جاكي) و أنا) دخلنا لمحل شاي صغير لنحتمي من المطر |
Hartford'da sanırım 10 kişi falan geldi ve onların yarısı da yağmurdan kaçmak için gelmişlerdi. | Open Subtitles | وفي "هارتفورد"، أعتقد، أن عشرةَ أشخاصٍ ظهروا، ونِصفُهم كانوا يحتمون من المطر. |
Ben yağmurdan kaçmak için buraya geldim. | Open Subtitles | لقد جئت إلى هنا للحصول من المطر. |
yağmurdan kaçmak için buraya gelmişler. | Open Subtitles | -لقد أتوا هنا ليهربوا من المطر |
yağmurdan kaçmak için gelmiş. | Open Subtitles | لقد مرت لتحتمى من المطر |
Savaştan kurtulmak için Salem'a dönmenin yağmurdan kaçmak için okyanusa atlamaktan farkı yok. | Open Subtitles | ،)العودة لديارك في (سيلم للهروب من الحرب هو بمثابه الوثوب إلى *المحيط للهروب من المطر كالمستجير من الرمضاء بالنار * |