Babam yaşıyor ve işte tam bu kapının arkasında. | Open Subtitles | أبي حي و خلف هذا الباب مباشرة. |
Amerikalı şarkıcı Rodriguez kuşkusuz yaşıyor ve iyi bu gece bizimle Front Row'da. | Open Subtitles | المغني الأمريكي رودريقز هو بالتأكيد حي و معافى و هو معنا الآن في برنامج " هذه الليلة" Front Row |
Odelle Ballard yaşıyor, ve ordu bu konuda yalan söylüyor. | Open Subtitles | ،أوديلا بالارد على قيد الحياة و الجيش يكذب حول ذلك |
Babasıyla birlikte yaşıyor ve ölmüş annesine aşırı bağlı ve... | Open Subtitles | إنه يعيش مع والده ... كما أنه مهووس بوالدته المتوفية |
Cole yaşıyor ve şu anda herhangi bir yerde olabilir?" Nasıl hissetiriyor. | Open Subtitles | إنَّ "كول" على قيد الحياة وقد يكون بأي مكان؟ وشاهدي ما سيقوله |
Dostum yaşıyor ve kredi kartları tekrar geçerli. | Open Subtitles | رفيقي حيّ و بطاقاته الإئتمانية سارية مجدداً |
Hâlâ yaşıyor ve siz onu yiyemeyeceksiniz, canavarlar! | Open Subtitles | لكنه ما زال حى و لن تأخذوه أيها المتوحشون |
Hepinizin bilmesini istiyorum ki Rollo yaşıyor yaralı ama yaşıyor ve onunla ilgileniliyor. | Open Subtitles | أريدكم أن تعلموا جميعاً أن (رولو) حي يرزق مجروح، لكنه حي وتتم العناية به |
O yaşıyor ve geri dönecek. | Open Subtitles | إنه حي و سوف يرجع |
Bence hâlâ yaşıyor ve sanırım kaçıyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه حي و أعتقد أنه يهرب |
Kevin'ı bulduk. yaşıyor ve durumu iyi. | Open Subtitles | لقد وجدنا (كيفين) هو حي و حالته مستقرة |
Ama öyle olmayacak işte! Kız yaşıyor ve yaşayacak! | Open Subtitles | لن يكون الامر بهذه الطريقة إنها على قيد الحياة و سوف تظل حية |
Çok iyi olurdu. Rick yaşıyor ve kıçından vuruldu. | Open Subtitles | هذا شيء رائع ريك على قيد الحياة و هو مصاب في مؤخرته |
Kardeşini bulduk yaşıyor ve durumu iyi. | Open Subtitles | وجدنا شقيقه على قيد الحياة و بصحة جيده هذا ما يهم فقط |
- Howard annesiyle yaşıyor ve Raj sarhoş olmadığı sürece kadınlarla konuşamıyor. | Open Subtitles | هوارد يعيش مع والدته وراج لا يمكنه التحدث مع المرأة اذا لم يكن سكران |
Şimdi burada yaşıyor ve belediyede çalışıyor-- ölü hayvanları kaldırıyor. | Open Subtitles | والآن يعيش مع والديه ويعمل في تنظيف المدينة من الحيوانات الميتة |
Bildiğim kadarıyla, Cole yaşıyor ve şu anda herhangi bir yerde olabilir? . | Open Subtitles | كما تعلم، إنَّ "كول" على قيد الحياة وقد يكون بأي مكان |
- Hayır 1.tetikçi yaşıyor ve gözaltında. | Open Subtitles | المسلّح الأول حيّ و رهن الإحتجاز |
Hâlâ yaşıyor ve siz onu yiyemeyeceksiniz, canavarlar! | Open Subtitles | لكنه ما زال حى و لن تأخذوه أيها المتوحشون |
Hepinizin bilmesini istiyorum ki Rollo yaşıyor yaralı ama yaşıyor ve onunla ilgileniliyor. | Open Subtitles | أريدكم أن تعلموا جميعاً أن (رولو) حي يرزق مجروح، لكنه حي وتتم العناية به |
yaşıyor ve sana onu göstereceğim. | Open Subtitles | هو حي وسوف أريك إياه |
Ama o yaşıyor ve kızla dans ediyor | Open Subtitles | إذاً هو على قيد الحياة وهو يرقص مع الشقراء |
Bu süre boyunca da, korkunç koşullarda yaşıyor ve bakıcıları tarafından dövülüyorlar. | Open Subtitles | وفي ظل ذلك الوقت , إنها تعيش في ظروف مزرية والتعرض للإيذاء من قبل مالكيها |
Arşiv, beyaz şovmenlerin, 98 Batı ve Orta Afrikalılar şeklinde vahşi bir siyahi kökeni temsil ettiğini söylüyor, En Karanlık Afrika adı verilen yeniden yaratılmış bir köyde yaşıyor ve savaş dansları canlandırıyorlar. | TED | يقول الأرشيف أن الاستعراضيين البيض قدموا عرضًا عن أصل السود الوحشي في شكل 98 ينتمون لغرب وجمهورية أفريقيا الوسطى، حيث يعيشون ويؤدون رقصات الحرب في قرية أعيد إعمارها تُسمّى أظلم رقعة في أفريقيا. |