Kramer, eğer orada yaşayacaksam, bâzı şeyleri atmalısın. | Open Subtitles | كرايمر، إن كنت سأعيش هناك عليك التخلّص من بعض هذه الأغراض. |
Tamam, burada yaşayacaksam, bazı şartlarım olacak. | Open Subtitles | حسنا, لو سأعيش هنا سوف تكون هناك بعض الشروط |
Hey, baba, eğer hep burada yaşayacaksam, annemlerdeki gibi, odamda bir telefonum olabilir mi? | Open Subtitles | إذا كنت انا سأعيش هنا لفتره طويله أيمكننى أن أحصل على تليفون في غرفتى .. مثل الذي عند أمي ؟ ؟ |
Eğer burada yaşayacaksam, ortamı biraz daha kadınsı yapmam gerek. | Open Subtitles | هذا المكان بحاجة أن يكون أكثر أنثوية إن كنت سأعيش هنا |
Bu köyde yaşayacaksam, bir uğraşım olmalı. | Open Subtitles | أن كنت سأعيش بهذه القريه علي أن أحظى بوظيفه. |
Burada yaşayacaksam, burası hakkında daha çok şey bilmeliyim. | Open Subtitles | أريدُ أن أعرف المزيد عن المقاطعة بشكلٍ عام إذا كنتُ سأعيش هنا |
Hadi ama baba, burada yaşayacaksam eğer müzik çalarını kullanabilmeliyim. | Open Subtitles | هيا أبي ، إن كنت سأعيش هنا أستطيع أن أستخدم مشغل الأقراص خاصتك |
Dinle kardeşim, Dominik'te bir kulübede yaşayacaksam, en azından bir kaç şişe iyi viskim olmalı. | Open Subtitles | استمعي لي يا أختاه إذا كنت سأعيش في كوخ في جمهورية الدومينيك |
Eğer aynı günü tekrar tekrar yaşayacaksam o günün değerli bir gün olmasını isterim. | Open Subtitles | إذا كنت سأعيش اليوم نفسه مرارا وتكرارا أريده أن يكون يوما يستحق |
Eğer yaşayacaksam... bu bebeğin Jin'den olmadığı anlamına gelir. | Open Subtitles | ...إن كنت سأعيش (فسيعني ذلك أنه ليس ابن (جين |