Yaşayan ölü ya da öldükten sonra bile bir şekilde geride yaşayan bir şeylerin kaldığı, ...bir şekilde kendi ölümü içinde ölümsüz olan, ...ortadan kaldıramadığınız, ...siz parçaladıkça daha fazla varolan ve bu şekilde devam eden bir şey gibidir. | Open Subtitles | على أنه عالم الموتى الأحياء أو الزومبي هو شيء يبقى حياً حتى بعد موته وبذلك، على نحو ما، يكمن خلوده في موته نفسه |
Zombi yaratma işlemi. Yaşayan ölü. | Open Subtitles | عملية صنع الزومبي . الموتى الأحياء |
Görünüşe göre, Yaşayan ölü muhbirimiz kasabaya gitmiş. | Open Subtitles | يبدو لي أن مخبرنا الميت الحي قد خرج لجولة بالبلدة. |
Bir tür paradoks, soğuk ateş, Yaşayan ölü gibi. | Open Subtitles | أنه نوعا من المفارقة، مثل النار البارد، الميت الحي |
Ya da o bıçağı, Tecavüzcü Davişko'nun Yaşayan ölü Tecavüzcü Davişko'ya dönüşmesini engellemek için kullanıp kendini kurtarsın ve davamıza katılırsın. | Open Subtitles | أو استخدمي النصل لمنع (ديفي) المغتصب من التحوُّل لـ (ديفي) المغتصب الميت الحيّ وأنقذي نفسك وانضمي لقضيتي. |
Ya da o bıçağı, Tecavüzcü Davişko'nun Yaşayan ölü Tecavüzcü Davişko'ya dönüşmesini engellemek için kullanıp kendini kurtarsın ve davamıza katılırsın. | Open Subtitles | أو استخدمي النصل لمنع (ديفي) المغتصب من التحوُّل لـ (ديفي) المغتصب الميت الحيّ وأنقذي نفسك وانضمي لقضيتي. |
- Çünkü o Yaşayan ölü'ydü. | Open Subtitles | لأنها كانت ممسوسة |
Lillian, Yaşayan ölü olmuş. | Open Subtitles | (ليليان) ميتة ممسوسة |
Hadi yürüyün, haklayacağımız daha çok Yaşayan ölü var. | Open Subtitles | هيّا بنا، لدينا بعض الممسوسين علينا قتلهم! |
Gördüğümüz ilk şeydi. Yaşayan ölü olarak. | Open Subtitles | كان أول من نراه من الموتى الأحياء. |
Evet, Oz'da bir sürü Yaşayan ölü vardır. | Open Subtitles | نعم، لدينا الكثير منَ الموتى الأحياء في (أوز) |
Kız Yaşayan ölü! | Open Subtitles | إنها ممسوسة! |