Hayır, yaşlı bir bayanı tuvalete götürmüştüm. | Open Subtitles | لا, إنها فقط أنني ساعدت مسنة في الذهاب لدورات المياة |
Bir keresinde, Arizona'da yaşlı bir bayanı ezmiştim ve sürmeye devam ettim. | Open Subtitles | ذات يوم، دهست امرأة مسنة في (أريزونا) وواصلت القيادة |
İtalyan kontu gibi poz vereceğim ve yaşlı bir bayanı elde edip bütün parasını bana bıraktıracağım. | Open Subtitles | سأتظاهر بأنني إيطالي وسيم ، وأجعل سيدة عجوز تعطيني جميع أموالها |
Birkaç kişi, Asyalı bir iş adamının evine girmişler yaşlı bir bayanı kötü hırpalayıp, hastanelik etmişler. | Open Subtitles | هاجم بضعة شباب منزل رجل أعمال آسيوي وأبرحوا ضرباً سيدة عجوز وأحيلت إلى المستشفى |
Sizden utanıyorum, korkuttuğunuz için yaşlı bir bayanı. | Open Subtitles | عار عليكم ، أن تخيفوا سيدة عجوز مسكينة |
Ingram, Texas'ta yaşlı bir bayanı bulmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نجد سيدة عجوز في "إنجرام، تكساس". |