Yaşlı kadından başka bir şey öğrenemediğimiz için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف لأننا لم نحصل على شيء آخر من السيدة العجوز |
Bu Yaşlı kadından çalınan paranın izine götürdü. | Open Subtitles | وهي متوافقة مع المال المسروق من منزل السيدة العجوز |
Gidip her ne bokumsa Kalesi'ni bulup bu şeyle savaşıp geri dönüp bu Yaşlı kadından ödülümüzü alabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا الخروج للعثور على ذلك القصر وأن نقاتل ذلك الشيء، ثم نعود لأخذ مكافئتنا من تلك السيدة العجوز |
Bunu değirmendeki Yaşlı kadından duydum. | Open Subtitles | سمعت هذا من العجوز التي تعمل بالمطحنة |
Bunu değirmendeki Yaşlı kadından duydum. | Open Subtitles | سمعت هذا من العجوز التي تعمل بالمطحنة |
Yaşlı kadından bir şey aldın mı? Hayır. | Open Subtitles | هل حصلت على اى شئ من السيدة العجوز ؟ |
Prensimiz Paul, Yaşlı kadından aldığı harçlıklarla geçiniyor. | Open Subtitles | الأمير (بول) يعيش على نفقة السيدة العجوز |