Bu ayin Fransız Bölgesi yaşlısı tarafından yapılmalıydı. | Open Subtitles | يتعيّن أن ينفذ هذه الشعيرة أحد كبراء سحرة الحيّ الفرنسيّ. |
Ben Fransız Bölgesi yaşlısı değilim. Bu benim büyüm değil. | Open Subtitles | لستُ أحد كبراء الحيّ الفرنسيّ، وسحري ليس المطلوب. |
Timin en yaşlısı olduğum için bana "baba" derlerdi. | Open Subtitles | كانوا يدعونني بالأب لأنني كنت الرجل الأكبر سناً |
Charlie, grubun en yaşlısı benim. | Open Subtitles | تشارلي، أَنا الأكبر سناً واحد في المجموعةِ. |
Hiro, her gün 300,000 kişi ölüyor. Genci yaşlısı. Kazayla ölenler, öldürülenler. | Open Subtitles | (هيرو) ، هناك 300 آلف شخص يموت كل يوم ، صغار وكبار وهناك حوادث وجرائم قتل |
Genci yaşlısı herkes el ele tutuştu,... | Open Subtitles | فشبك الجميع أيديهم صغاراً و كباراً |
Tanıdığım tüm kadınlar içinde en kısası ve huyu en çirkin olanı sensin en yaşlısı ve en sevimsizi de sensin. | Open Subtitles | من بين جميع النساء الذين عرفتهم، أنتِ أقضرهم و لديكِ أسوأ شخصية، و أكبرهم و أقلهم ظرفاً. |
Ardından en yaşlısı, ihlal edilenin büyük-büyükbabası, kendi fikrini söyledi. | Open Subtitles | بعدها، حدد أكبرهم سناً العقاب |
Grubun en hafifi, Kolya, aynı zamanda en yaşlısı. | Open Subtitles | (كوليا)، الرجل الأخفُ في المجموعة، أيضاً أكبرهم سناً |
Ve Bob Anders, kıdemli konsolosluk memuru ve grubun en yaşlısı ayrıca muhtemelen de altı kişilik grubun lideri. | Open Subtitles | و (بوب أندرس) موظف رفيع في القنصلية أكبرهم سناً ومن المحتمل ان يكون قائد المجموعة |
Genci, yaşlısı. | Open Subtitles | كباراً وصغاراً |