Zaman geçişinin gerçek bir yanılsama olduğunu söylemek için gerçekten duruma bağlı olmadığını önermektedir tüm zaman boyunca daha da yaşlanıyorum, her gün ölümüm hakkında endişelenmem gerekecektir, bir gün çok yaklaşacak ve olacaktır. | Open Subtitles | لنقل بأن مرور الزمن هو حقيقتا" وهم لنقترح بأنها ليست حقا" القضية بأنني أكبُر معظم الوقت |
Tabii ki yaşlanıyorum. Hepimiz gibi. Ama o kadar da yaşlı değilim. | Open Subtitles | بالطبع قد كبرت بالسن كلنا كذلك، لكني لست بذاك الكبر |
Belki de yaşlanıyorum. | Open Subtitles | ربما كبرت في السن |
Üçüncü, ben yaşlanıyorum. Artık işler sana emanet. | Open Subtitles | ايها الثالث أنا أصبح عجوزا الأمر يعود لك الآن |
Doktora gitmiyorum. Sadece yaşlanıyorum, tamam mı? | Open Subtitles | لن أذهب للطبيب أنا أتقدم بالسن فقط, حسنا؟ |
Ben yaşlanıyorum ama o yaşlanmıyor. Bu konuda bir şey yapmak gerek. | Open Subtitles | أتقدم بالعمر وهو لا، لابد من فعل شيء بشأن هذا الأمر |
Ben yaşlanıyorum, onlar aynı yaşta kalıyorlar. | Open Subtitles | أنا أتقدم في السن وهن لا يتقدمن في السن |
yaşlanıyorum. | Open Subtitles | إنني أشيخ بالعمر. |
yaşlanıyorum, Bay Dodge. yaşlanıyorum. | Open Subtitles | انا اسفة على تأخيري سيد دوج فقد هرمت |
Bende yaşlanıyorum. | Open Subtitles | أنا لست مسنا. |
Kardeşim, gördüğün gibi artık yaşlanıyorum. | Open Subtitles | أخي, أنا أكبُر في السن |
yaşlanıyorum. | Open Subtitles | أنا أكبُر فالسِن. |
yaşlanıyorum. Eminim benden hızlı koşarsın. | Open Subtitles | كبرت بالسن ومتأكد أنك تركض اسرع مني |
Bu şey için fazla yaşlanıyorum. | Open Subtitles | لقد كبرت بالسن علي القيام بهذا الهراء |
yaşlanıyorum. | Open Subtitles | لقد كبرت في السن |
Bunun için yaşlanıyorum artık. | Open Subtitles | لقد أصبحت عجوزا على مثل هذه الأمور |
Artık yaşlanıyorum. | Open Subtitles | إني أتقدم بالسن الآن |
İyi haber şu ki yaşlanıyorum ama ihtiyacım olandan daha fazla param var. | Open Subtitles | لكن إليكم الخبر السار، أنا أتقدم بالعمر لكني أملك مالاً أكثر مما كنت أملك سابقًا |
Ben büyüdüm, Léon. yaşlanıyorum. | Open Subtitles | لقد نضجت ليون أنا أتقدم في السن فقط |
Sanırım sadece yaşlanıyorum. | Open Subtitles | اعتقد انى هرمت بالعمر |
Bende yaşlanıyorum. | Open Subtitles | أنا لست مسنا. |
Arsızca yaşlanıyorum... | Open Subtitles | و الآن ل يصبح عجوزًا بشكل سيّئ |
yaşlanıyorum. Anlıyor musun? | Open Subtitles | . انظر ، لقد كبرتُ في السن أسمعتني ؟ |
"yaşlanıyorum ama hâlâ gücümün zirvesindeyim." | Open Subtitles | "إنني أشيخ بالعمر، ولكنني لا أزال في أوج قوتي." |
Biliyorum. Bir an ürktüm. yaşlanıyorum. | Open Subtitles | أعلم ذلك يا رجل، أشعر بالدوار إني أتقدم في العمر |
O bir bebek bekliyor ve ben yaşlanıyorum. Benim bölgemi ve ilişkilerimi devralabilirsin. | Open Subtitles | أصبحتُ عجوزاً و عندي طفل سيولد قريباً لذا ، أريد منكَ أن تأخذ مكاني |