Vücutunuz ama öyle demiyor. Bu vakayla birçok orta yaştaki kişide karşılaşıyoruz. | Open Subtitles | جسدك يقول شيئاً آخر نرى هذا كثيراً عند الرجال في منتصف العمر |
Üstad, bu yaştaki deneklerin hipnoz aşamasından sağ çıkmaları ender görülür. | Open Subtitles | مُعلمي الاشخاص بمثل هذا العمر نادراً ما تحيا، تحت وطأة العبودية |
Ama sonra aklım çok karıştı, çünkü o yaştaki insanlara sadece hormonları verip olmak istedikleri cinsel kimliğe sahip olmalarının kolay olacağını sanırdım | TED | وبعد ذلك أصبحت مشوشًا لأني اعتقدت بأنه كان من السهل نسبيًا في ذلك العمر مجرد إعطاء الناس الهرمونات الجنسية لما هم متأكدون منه |
Orta yaştaki yetişkinler istediklerini elde etmek için çok çalışırken, diğer yetişkinler elde ettiklerini yok etmek için çok çalışıyor. | TED | يعمل البالغون الأكبر سنا بشدّة ليخسروا ما عمل متوسطو العمر من أجل كسبه. |
Buz adacığı için kendini hazır hissetmeyen yaştaki kadınlar için. | Open Subtitles | هي للنسااء في عمر معين اللاتي غير مستعدات للجليد الذي يطفو |
Tanrım. Aynı o yaştaki halime benziyor! | Open Subtitles | يا إلهي، إنها تشبهني تماماً عندما كنت في عمرها |
Bu, bugün Rio şehrinde bu yaştaki her 15 gençten biri demek. | TED | وهذا واحد من كل 15 شاب في هذا العمر في "ريو" اليوم. |
Dr. Newman'ın genç yaştaki ölümü aklımı çok karıştırdı. | Open Subtitles | موت الدكتور نيومان بهذا العمر دق انذارا عندي |
O yaştaki kadınlar şeyi daha iyi bilmeliler aslında... | Open Subtitles | عجيب هذا,الا يمكن لهن وفي هذا العمر ممارسة اشياء افضل؟ |
Bahse girerim sen şimdi bu yaştaki iki çocuğun, böyle bir zamanda rahip ve haham olmak istemelerine şaşıyorsundur. | Open Subtitles | لابد أنك تتساءل ما الذي يدفع طفلين .. في مثل هذا العمر للتفكير في أن يصبحا قسا وحاخاما |
Bahse girerim sen şimdi bu yaştaki iki çocuğun, böyle bir zamanda rahip ve haham olmak istemelerine şaşıyorsundur. | Open Subtitles | لابد أنك تتساءل ما الذي يدفع طفلين .. في مثل هذا العمر للتفكير في أن يصبحا قسا وحاخاما |
Bu yaştaki çocuklar neyin iyi olduğunu bilmezler, bilirsin ya? | Open Subtitles | الأطفال في هذا العمر ، هم لا يعرفون أفضل ، تعلمين ؟ |
Bu yaştaki çocuk pek sorun olmaz ama küçük yaştaki çocuklardan diğer kiracılar sürekli dert yanar. | Open Subtitles | عندما تكون في هذا العمر, فهذا شيء جيد.. لكن قليلا فقط.. فالمستأجرين الاخرين يميلون للشكوى بشأن ذلك.. |
Komşun,Bayan Mueller,yaşlı kadın o yaştaki kadınlar her yerden düşer. | Open Subtitles | جارتك, السيدة هيلجا مولار, كانت سيدة كبيرة بالسن وفي هذا العمر إنهم يسقطون في جميع الأماكن |
Bu yaştaki bir insan şeklini almak, senin yanında nasıl hissedeceğimi bildiğim için kolay olmayacaktı. | Open Subtitles | أريد إعلامك أن اتخاذ شكل إنسان بهذا العمر رغم ضرورته.. لم يكن سهلاً لأني عرفت كيف سيكون شعوري بجوارك |
- Molly, o yaştaki çocuklar tek bir şey isterler. | Open Subtitles | مولي، أولاد ذلك العمر بحاجة لشيء وحيد فقط |
Kardeşine de söylemeye çalıştığım gibi bu yaştaki kadınlar fena halde güvenilmezdirler. | Open Subtitles | كما كنت أحاول أن أخبر أخيك النساء العازبات في هذا العمر غير مستقرات بشكل كامل |
O yaştaki çocuklar uyuduklarında, küçük birer cesetlere benziyorlar. | Open Subtitles | الأطفال بذلك العمر عندما يغطون بالنوم، يبدون كأنهم جثث هامدة |
Ayrıca, kendisiyle aynı yaştaki bir oyuncak bebekle oynamak kafasını karıştırır. | Open Subtitles | وبعدها تندم. وأيضاً إنها مربكة. للعب مع دمية بنفس العمر. |
Gerçek bir ormandaki bu orangutanlar... ...hala küçük yaştaki çocuklar gibi oyun çağındadır, ancak... ... tırmanışlar yapmak onlar için dinlendirici olduğu kadar... ... doğal ortamlarında onlara lazım olacak yetenekleri kazandırıcıdır. | Open Subtitles | هذه القردة مازالت في عمر صغير ولا تزال غير ناضجة للعب في الغابة الحقيقية لكن هذا المكان سيساعدها على تعلم تلك المهارات |
O yaştaki kızlar dışarıda oynamalı. | Open Subtitles | الفتيات في عمرها يذهبون للخارج لفعل أشياء |