| İki gün sonra La Purisima'ya gidiyorum. | Open Subtitles | لن أكون هنا. سأذهب إلى لا بوريسيما خلال يومين. |
| Haftaya Dubai'ya gidiyorum, ve seninle irtibat halinde olmak istiyorum. | Open Subtitles | سأذهب إلى "دبي" الأسبوع المقبل وأنا في حاجة للتواصل معك |
| Dönmeyeceğim. Yatla İspanya'ya gidiyorum. | Open Subtitles | لن أعود أنا ذاهب إلى اسبانيا على متن يخت |
| - Evet. İngilizcemi geliştiriyorum. Amerika'ya gidiyorum. | Open Subtitles | أتدرب على الإنجليزية لإني ذاهب إلى أمريكا |
| Haziran'da yine Afrika'ya gidiyorum. | Open Subtitles | أنا ذاهبة إلى أفريقيا مرة أخرى في يونيو حزيران. |
| Haziran'da onunla beraber Meksika'ya gidiyorum. | Open Subtitles | أنا ذاهب الى المكسيك معه في يونيو حزيران. |
| Bazı ihracat işleri için Mombasa'ya gidiyorum. | Open Subtitles | أنا في طريقي إلى مومباسا لاستلام بعض الصادرات |
| İspanya'ya gidiyorum. Uçağım 45 dakika sonra kalkıyor. | Open Subtitles | سأذهب إلى إسبانيا ، وطائرتي ستغادر بعد 45 دقيقة |
| "L" harfi yüzünden. Alaska'ya gidiyorum! 5 now dog 5! | Open Subtitles | أصوات "ك" صعبة "سأذهب إلى "ألاسكا "خمسة الآن كلاب خمسة" |
| Sen Londra'ya gidiyorsan, sen de Londra'ya gidiyorsan... ben de Londra'ya gidiyorum. | Open Subtitles | -حسنا، اذا كنت ذاهب إلى لندن وأنت ذاهب إلى لندن فأنا سأذهب إلى لندن |
| Sanırım babamı aramaya Reno'ya gidiyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنني سأذهب إلى "رينو" للبحث عن أبي |
| O zaman İspanya'ya gidiyorum. Nadia'yı da götürmek istiyorum. | Open Subtitles | ثمّ أنا ذاهب إلى إسبانيا نفسي، وأنا أودّ أن آخذ نادية معي. |
| Profesör Drakula'nın Ürkünç Laboratuvarı, Bar ve Izgara'ya gidiyorum. | Open Subtitles | حسنًا, أنا ذاهب إلى مختبر البروفسيور دراكولا سبوكي وحانته ومطعم الشواء |
| Sanjana, üniversite için Londra'ya gidiyorum. | Open Subtitles | سانجانا ، أنا ذاهب إلى لندن من أجل الدراسة |
| Bu gece Uganda'ya gidiyorum. | Open Subtitles | إنني ذاهبة إلى اوغاندا ملاحضة, اوغاندا هي من أجمل البلاد في شرق أفريقيا |
| Anne, FBI'ya gidiyorum. Safariye değil. | Open Subtitles | أمي، أنا ذاهبة إلى المباحث الفيدرالية لا إلى السفاري |
| Bu üst kilit, bu da alt. Bogota'ya gidiyorum. | Open Subtitles | هذا المفتاح الأعلى وهذا المفتاح الأسفل أنا ذاهب الى بوجوتا |
| Ben pazarlamacıyım hanımefendi... Yeni bir işe başlamak için Amarilio'ya gidiyorum... geleceğin ürününü satmak için. | Open Subtitles | أنا بائع يا سيدتي , و أنا في طريقي إلى أمريللو لتسويق مُنتج جديد |
| Mücevherlerini ve diğer herşeyi alabilir ben kendi paramla Reno'ya gidiyorum. | Open Subtitles | يمكنه استرداد مجوهراته و أى شئ له هنا و سأذهب الى رينو على حسابى الخاص |
| Ben Londra'ya gidiyorum. İlkbaharda Londra'da olmalıyım. | Open Subtitles | اننى ذاهبة الى لندن, يجب ان اكون فى لندن فى الربيع |
| Ben iki saat icinde Londra ya gidiyorum. | Open Subtitles | انا سأغادر إلى لندن في غضون ساعتين |
| Bu hafta sonu korkunç yoğun. Londra'ya gidiyorum. Üç saat sonra Londra'ya gidiyorum. | Open Subtitles | إنني مشغولة جداً في عطلة نهاية الأسبوع سأسافر إلى لندن بعد ثلاث ساعات |
| - Ben Venezüella'ya gidiyorum. O yüzden yerime bakmalısın. | Open Subtitles | انا ذاهب الي فنزويلا لذلك ستغطي الاحداث بدلا مني |
| Telefonda söylediğim gibi bugün 9:30 treniyle Hokkaido'ya gidiyorum. | Open Subtitles | ..كما ذكرتُ على الهاتف سأرحل إلى هوكايدو الليلة على قطار الساعة 09: 30 |
| Yardımın olsun veya olmasın, ben Barcelona'ya gidiyorum, Stan. | Open Subtitles | (أنا ذاهبٌ إلى (برشلونة (مع أو بدون مساعدتك (ستان. |
| Ben yakında Meksika'ya gidiyorum. | Open Subtitles | أنا سوف أذهب إلى "المكسيك" قريباً |
| Amerika'ya gidiyorum. | Open Subtitles | أنا راحلة إلى (أمريكا). |