Çalınan mücevherlerin ve dükkan sahibinin öldürüldüğü silahın olduğu bir arabada yakalandınız. | Open Subtitles | لقد تم القبض عليك في السيارة مع المجوهرات المسروقة و المسدس المستجدم في قتل صاحب المحل |
Fort Craig civarında yakalandınız. | Open Subtitles | لقد تم القبض عليك بالقرب من فورت كريج. |
Siz de meslektaşım Yüzbaşı Hastings tarafından suçüstü yakalandınız! | Open Subtitles | و قد تم القبض عليك من قبل زميلي "هستنغز" و أنت تحاول بيع مجوهراتها |
Bay Jackson altı ay önce bir marketten bir kutu Ding Dong ve muz ve çilek aromalı altı şeker çalarken yakalandınız. | Open Subtitles | السيد جاكسون قبل ستة شهور قُبض عليك بتهمة سرقة محل مع صندوق ملئ بالقرع |
yakalandınız mı, yoksa teslim mi oldunuz? | Open Subtitles | هل قُبض عليك أم إستسلمت؟ |
Siz üç suçlu yeni bir ihanet girişiminde bulunurken yakalandınız. | Open Subtitles | لقد تم إلقاء القبض عليكم أيها المجرمون الثلاثة بسبب فتنتكم للخيانة العظمى |
Geçen Aralık, internetten kadın ayarlarken yakalandınız. | Open Subtitles | في شهر ديسمبر الماضي تم القبض عليكم يا شباب .لأنكمـا كنتما تبحثان عن "نونـا" عبر الأنترنت |
Elinizde çerez kutusuyla yakalandınız, değil mi? | Open Subtitles | حصلت واقعة مع يدك في كوكي جرة، أليس كذلك؟ |
Yani eliniz kurabiye kavanozunun içinde yakalandınız. | Open Subtitles | يعني أنت فعلا حصلت واقعة بيدك. في كوكي جرة. |
Siz kafirler hücme uğradınız, yakalandınız | Open Subtitles | ¶ أنت متهم بالاعتداء ، وسيتم القبض عليك ¶ |
Çök! Önder'in ormanında hırsızlık yaparken yakalandınız. | Open Subtitles | تم القبض عليك تسرق في غابة القائدة |
Ve TV çalışanı Johnny Frost'a şantaj yaparken yakalandınız. | Open Subtitles | وألقي القبض عليك بتهمة ابتزاز (الشخصية التلفازية (جوني فروست |