Sonra da babam bazı şeyleri yakardı... | Open Subtitles | أنا كنت أشوي حلوى المارشميلو، وهو كان يقوم بحرق |
Tamam ama bu sadece elektronik şeyleri yakardı. Elektriğin çalışmasını durdurmazdı. | Open Subtitles | ولو، فذلك كفيل بحرق الإلكترونيّات، لا إبطال الكهرباء نفسها. |
Yoksa, çeşme suyundaki klor solungaçlarını yakardı. | Open Subtitles | الموجود في مياه الصنبور بحرق خياشيمهم |
Kral oğlunun sapkınlıklarını öğrense bu fırsat verdiğiniz için sizi yakardı. | Open Subtitles | وانفسكم .. الملك سيحرقك من اجل الهرطقه لتمكين ابنه من اندفاعاته |
Yani, polisler gibi sizi bir çırpıda yakardı. | Open Subtitles | أعني، هو سيحرقك و(دين) كشرطة بنبض القلب. |
Gerçeği söyleseydim kabile topraklarını yakardı. | Open Subtitles | لقام بحرق الأرض الحرة أن نطقت بالحقيقة |