Onun da yörüngesini değiştirmek yaklaşık bir buçuk saat alır. | Open Subtitles | ويحتاج الأمر إلى ساعة ونصف فقط ليتغير مدار ذلك القمر |
sadece yaklaşık bir buçuk saat. Annem genellikle, yaklaşık, 2 saatte hazırlanır. | Open Subtitles | انها فقط ساعة ونصف ان امى تأخذ ساعتين على الاقل |
Ormana varmamız yaklaşık bir buçuk saat sürer. | Open Subtitles | نحن يمكن أن تدفع إلى الغابات في حوالي ساعة ونصف. |
Tamam. Şikago'dan yaklaşık bir buçuk saat uzaktaymış. | Open Subtitles | سيتسغرق الطريق ساعة ونصف "من "شيكاغو |
- Bayan Milliken'ın kocası yaklaşık bir buçuk saat önce öldü. | Open Subtitles | زوج السيدة (ميليكن) مات منذ حوالى ساعة ونصف |