Bir dakika düşünsene! Dün gece Sam'in yalanını yakalamadın mı? | Open Subtitles | هلا فكرت قليلا بالأمر الم تكشف كذبة سام بالأمس ؟ |
Ama hikâyenin ilerleyen bölümlerinde, Dünyanın ilk yalanını söylediğinde talihi tamamen değişecek. | Open Subtitles | ولكن لاحقاً في القصة, حظه سيتغير عندما يقول أول كذبة في العالم |
Senin dul kaldığın yalanını söylemekten çok yoruldum. | Open Subtitles | أنا تعبت من قول هذه الكذبة عن كونك أرملة. ماذا؟ |
yalanını desteklemezsem beni hapse atmakla tehdit etti. | Open Subtitles | لقد هددني ان يلقيني في السجن هذا الصباح . اذا لم اقل هذه الكذبة |
Ama bunlar hakkında en küçük bir yalanını yakalarsam asla hayal etmediğin ölüm şekillerini gösteririm sana. | Open Subtitles | ولكن إن إكتشفت أنك تكذبين عليّ حيال أيٍ من ذلك سأذيقك طرقاً للموت لم تحلمي بها أصلاً |
Bunu söylemen yalanını haklı konuma getirmez, abi. | Open Subtitles | أخي.. لا يمكنكك أن تتبرأ من أكاذيبك بقولك هذا. |
Ve yalanını hiç kimse öğrenmeden önce seni derin bir çukura gömüp evlenelim diyorum, anladın mı? | Open Subtitles | . وقبل أن يكتشف أحد كذبتك.. أريد أن أدفنها عميقاً تحت الأرض. |
Belki içki içmiştir. Çünkü bu yerin yalanını bulup, çekilmez olduğunu anladı. | Open Subtitles | لعلّه سكر لأنّه وجد كذبة هذا المكان لا تطاق |
Çocukken sağlıklı şeyler yiyesin diye annen pastırma alerjisi yalanını uydurmuş. | Open Subtitles | حساسيتك للحم المشوي كذبة إختلقت أمك ذلك كي تأكل طعاما صحيا و أنت صغير |
Bundan sonra böyle bir şeyi yaptığını her gördüğümde yeni bir hayata başlama yalanını denediğini her gördüğümde bunu sana ödeteceğim. | Open Subtitles | لذا كلّما رأيتك تفعل شيئًا يبدو من قبيل اليأس كلّما حاولت أن تبدأ حياة جديدة وما هي إلّا كذبة فسأجعلنّك تدفع الثمن. |
Gey olduğun yalanını söylemek için terapistin ofisinden çıkmayı mı bekliyordun? | Open Subtitles | تنتظر حتى تكون يدك على جرس مكتب معالجتنا لتخبرني كذبة انك شاذ ؟ |
Olmaz, yalancının yalanını yakalarsan hemen doğruyu söylemez daha büyük bir yalan yaratır. | Open Subtitles | عندما يُكتشف أن الكاذب قد كذب، فإنهم لا يعترفون بالحقيقة ، بل يخلقون كذبة أكبر. |
Amerika'nın en eski yalanını biliyor musunuz Senatör? | Open Subtitles | هل تعرفين ما هي أقدم كذبة في أمريكا، أيتها السيناتور؟ |
Mark Twain, daha ayakkabılarını giymeden dünyanın yarısını gezdiği yalanını söyledi. | Open Subtitles | مارك توين قال أن الكذبة تدور حول نصف العالم من قبل أن ترتدي الحقيقة حذائها. |
Bence o bebeği, yalanını sürdürmek için kullandı, ama bir noktadan sonra onun için gerçeğe dönüştü. | Open Subtitles | أعتقد أنها استخدمت الُدمية لإدامة الكذبة ولكن عند نقطة ما، أصبح الأمر حقيقي بالنسبة لها |
Onun da gösteride olacağı yalanını söyleyip duruyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أحمل هذه الكذبة بأنه سيكون في العرض |
Hamile olduğun yalanını daha ne kadar sürdürebilirdin? | Open Subtitles | كيف يمكنكِ أن تكذبين حول أمر حملكِ؟ |
Sakın Leode bakirelerine katılma yalanını söyleme. | Open Subtitles | , ولا تكذبين "عنّ أنضمامك إلى عذاري "جيل |
Bence yeterince yalanını duyduk. | Open Subtitles | اعتقد أننا تشبعنا من أكاذيبك |
Sen ben olmadan nasıl evlenirsin, yalan söylediğini anlamıştım ama yalanını sevdim, bence Priya'da sevmişe benziyor çok iyi bir kız annen de bende senin için Priya'dan daha iyisini bulamazdık. | Open Subtitles | كيف لك أن تتزوج من دوني ؟ . لقد علمت بأنك تكذب . لكنني أحببت كذبتك وكذبة تلك الفتاة |
Kendi yalanını kendin yap. | Open Subtitles | أوَتعرفين؟ فلتصنعي كذبتكِ الخاصّة |