Biz de son kurşuna, kanımızın son damlasına değin savaştık bu umuda tutunuyorduk ve olan şuydu, bize yalan söylüyorlardı kimse gelmedi." | Open Subtitles | لذا قاتلنا حتى آخر رصاصة حتى آخر قطرة دم كما أننا انتظرناهم لكن تبين أنهم كانوا يكذبون علينا لم يأتي أحد |
En başından beri bize yalan söylüyorlardı. Başından beri bizi kandırıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يكذبون علينا منذ البداية كانوا يكذبون منذ الأبد |
Sen ve ben burada kaç kere şahit olduk, bu çocuklar kıçlarına şaplak atıp uyarı cezasıyla onları Meksika'ya geri gönderelim diye nasıl yalan söylüyorlardı? | Open Subtitles | كم عدد المرات التي نقف أنا وأنت هُنا ونراقب هؤلاء الرجال عندما يكذبون تماماً ونعيدهم إلى بلادهم بالضرب والتوبيخ؟ |
Ve bu açıkça gösteriyordu ki yalan söylüyorlardı göz göre göre. | Open Subtitles | نحن لا نستخدم المضادات الحيوية. وهذا يبين بوضوح أنهم قد كذبوا |
Öyleyse çoğu zaman söylediği tek kelimeye inanmadıklarını söylediklerinde yalan söylüyorlardı. | Open Subtitles | حتى أنهم كانوا كذبوا والتلاعب بها مرات عديدة أنهم لا يعتقدون كلمة قال. |
Bazen de alışkanlıktan yalan söylüyorlardı. | TED | او - للحظات- كانوا يكذبون لانهم اعتادوا الكذب. |
Aman Allah'ım, bunca zamandır bize yalan söylüyorlardı. | Open Subtitles | يا إلهى, كانوا يكذبون علينا طوال الوقت |
Seni bölgenden alan adamlar, sana yalan söylüyorlardı. | Open Subtitles | لعلمك، مواطنوك الذين سيطروا على اقليمك... إنهم يكذبون عليك. |
Bu insanlar sana yalan söylüyorlardı. | Open Subtitles | هؤلاء الاشخاص كانوا يكذبون لذ اود منك |
Özel imtiyazlar için, güç için ya da sırf alışkanlıktan yalan söylüyorlardı. | Open Subtitles | كذبوا من أجل المصالح... من أجل السلطة... وحتى من باب العادة |