"yalan söylediği" - Traduction Turc en Arabe

    • كذب
        
    • يكذب
        
    • أنها كذبت
        
    • كذبها
        
    • أن شهادتهم لا
        
    Şu an sadece bana yalan söylediği için babama kızmış durumdayım. Open Subtitles في الوقت الحالي أنا غاضبة جداً على أبي لأنه كذب علي
    Steve'in benim için yalan söylediği ortaya çıktı, maaşından para kesildi. Open Subtitles , تمّ كشف حقيقة أنه كذب لصالحي , وتغرّم عدّة أيام
    Ama size yalan söylediği için sinirlendiniz. Open Subtitles ولكنكِ شعرتي بالغضب لأنه كذب عليكِ أثناء المكالمة الهاتفية
    Bir insan yalan söylediği zaman dünyanın bir bölümünü öldürüyor demektir. Open Subtitles عندما يكذب شخص, فإنه يعذب جزءا من العالم
    İnsanların yalan söylediği konulardan biri, kilolarıdır. Open Subtitles حسنا، إذا هناك شيء واحد يكذب الناس حول، هو وزنهم.
    Bu doğruysa bile, bu onun bana yalan söylediği gerçeğini değiştirmez. Open Subtitles حتي إن حدث ذلك ، هذا لن يغير من حقيقة أنها كذبت عليّ
    Kasede ihtiyacım yok çünkü ihtiyacım olan her şey var o telefon konuşması hakkında size yalan söylediği gerçeği ile beraber. Open Subtitles لا أحتاج التسجيل لأن بحوزتي كل شيء أحتاجه بما فيهم حقيقة كذبها حول تلك المكالمة
    Polislik yapmış. - 9 ay için. Ordudan atılışı konusunda yalan söylediği anlaşılınca tekmeyi basmışlar. Open Subtitles ، عندما إكتشفوا بأنه كذب بشأن إقالته .قاموا بطردته
    Çünkü eşlerinin yalan söylediği insanlarla konuşmak da benim süper güçlerimden biri. Open Subtitles لأن التحدث للأشخاص الذين كذب عليهم أزواجهم إنها أحدى قواي العقلية
    Kaldı ki, Hank'in yalan söylediği tek konu bu değil. Open Subtitles وهذا ليس الشئ الوحيد الذي كذب بشأنه هانك
    Bir kadın, erkek arkadaşı yalan söylediği için neden üzülür anlamıyor musun? Open Subtitles ألا تفهم لمَ المرأة ربّما تنزعج لأنّ خليلها كذب عليها؟
    Yenemeyeceğini düşündüğün için mi yoksa sana yalan söylediği için mi üzgünsün? Open Subtitles هل أنت غاضب لأنك تعتقد أن لا يمكنك الفوز أو لأنه كذب عليك؟
    Ama ben ayağımı sürüyorum ve neden çünkü bana yaralanmasının boyutu hakkında yalan söylediği için mi yada çünkü restorantta bana baktığını sandığı bir adamla neredeyse kendini kaybettiği için mi? Open Subtitles ولكني متردده هل لأنه كذب بشأن مدى إصابته ؟ ام لأنه كاد أن يفتك الرجل في المطعم ؟
    Kim olduğu hakkında yalan söylediği açık ama tehlikede olduğu gerçek olabilir. Open Subtitles حسنا، في الحقيقة هو يكذب حول من هو لكن الخطر إليه قد يكون حقيقي. أعتقد نحتاج للفهم
    Anne babasının gözlerinin içine bakmaktan kaçınıyordu ve kısa bir süre sonra yalan söylediği anlaşıldı. Open Subtitles و كان يتجنب النظر بعيني أهله و تم الإمساك به يكذب أيضاً
    Katılıyorum. Ama bu ZPM hakkında yalan söylediği anlamına gelmez. Open Subtitles أعترف بذلك, لكن ذلك لا يعني بالضرورة أنه يكذب
    Ben de onun yalan söylediği dışında, ne söyleyebilirim bilmiyorum. Open Subtitles ولم أكن أعرف ماذا أخبرك أيها الكولونيل , ومن جهة أخرى كان يكذب
    yalan söylediği bariz olduğu için bu önemsiz miymiş? Open Subtitles كان واضحاً أنه يكذب, إذن لم يُهم أنه كان يكذب؟
    Bu bana göre, Birleşik Devletler kongresinin çok sayıda üyesinin şahsi inançları hakkında neden apaçık yalan söylediği sorusuna yeterli bir cevap gibi geliyor. Open Subtitles حسناً، هذا يبدو لي كأنه تفسير مناسب ل السبب الذي يكذب من أجله العديد من أعضاء الكونجرس عن معتقداتهم
    İkimize de yalan söylediği için. Open Subtitles أنها كذبت على كلينا
    Sana tüm bu süreç boyunca yalan söylediği halde hem de? Open Subtitles حتى أثناء كذبها عليك فى نفس الوقت ؟
    Sizlerin de onlar gibi... tüm zencilerin yalan söylediği... tüm zencilerin esas olarak ahlaksız yaratıklar olduğu... kadınlarımız söz konusu olduğunda hiçbir zenci erkeğe güvenilemeyeceği... varsayımını... bu iğrenç varsayımı benimseyeceğinizden emindiler. Open Subtitles أن شهادتهم لا شك بها واثقون بأنكم أيها السادة ... ستتفقوا معهم على إفتراض

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus