Ve senin aksine, karşı cinsi etkilemek uğruna yalan söylemeyeceğim. | Open Subtitles | وبعكسك، أنا لن أكذب لأحصل على شخص من الجنس الآخر. |
Sana yalan söylemeyeceğim. - Sana istihbarat sağlaması kolay olmayacak. | Open Subtitles | مع ذلك، أنا لن أكذب عليك لن يكون التسليم سهلا |
Deneysel bir tür ve sana yalan söylemeyeceğim, ucuz değil. | Open Subtitles | نوع من انواع التجربة , لن اكذب عليك انها غالية |
Bakın, size yalan söylemeyeceğim. Biraz aceleye geldi. | Open Subtitles | حسنا, اسمع, انا لن اكذب عليك, جئت في مهمة سريعة |
Sözünü dinleyeceğim sıkı ders çalışacağım yalan söylemeyeceğim kavga etmeyeceğim ve günün birinde işe yarar biri olacağım. | Open Subtitles | سوف أسمع كلامك وسأذاكر دروسي بجد ولن أكذب مرة أخرى |
Benim de günahlarım var. yalan söylemeyeceğim. | Open Subtitles | أنا عندى هذا الخطأ فى نفسى لَنْ أَكْذبَ بهذا عليكِ |
yalan söylemeyeceğim Bayan Palmer. Bu muthemel. | Open Subtitles | لن أكذب عليكِ يا سيدة بالمر ان هذا محتمل |
Sana yalan söylemeyeceğim - ...çok iyi görünmüyorsun ama başaracaksın. | Open Subtitles | . أنا لن أكذب عليك . أنت لا تبدو بحالة جيدة . لكن تستطيع ان تفعل ذلك |
Sandalyeye mahkum bir kadına yalan söylemeyeceğim. eğer babam Darnell'i öğrenirse mirasından zırnık alamam. | Open Subtitles | أنا لن أكذب على إمراة تجلس على كرسي معوقين |
Mia'nın ruhu yetişkin diyerek sana yalan söylemeyeceğim. | Open Subtitles | أعلم أنا لن أكذب عليك , وأقول أن ميا هي روح قديمة |
Sana olsa, güzel olmayacağını diyerek yalan söylemeyeceğim. | Open Subtitles | انا لن اكذب عليك واقول انه لن يكون جميلاً |
Sana asla yalan söylemeyeceğim. O küçük piç beni ısırdı. | Open Subtitles | أنا لن اكذب عليكِ قط ذلك الوغد الصغير عضنى |
Sana asla yalan söylemeyeceğim demiştim, söylemeyeceğim de. | Open Subtitles | لقد قلت أنى لن اكذب عليك مطلقاً ولـــن أفـــعل |
Size yalan söylemeyeceğim. Şuradaki makineler en iyiler. | Open Subtitles | لن أكذب عليك ، هذه إلكترونيات عالية الجودة |
Biraz karışık, Jacob. Sana bu konuda yalan söylemeyeceğim. | Open Subtitles | إنه ليس بالأمر السهل يا جاكوب لن أكذب عليك فى أمر كهذا |
yalan söylemeyeceğim... ..hep kolaydı. | Open Subtitles | بالكاد تبدو ممكنة .. ولن أكذب عليكم .. وأقول أن الأمور كانت سهلة دوماً |
Pekala, sana bu konuda yalan söylemeyeceğim Joey. | Open Subtitles | حَسناً، لَنْ أَكْذبَ إليك، جوي. هو a إمكانية. |
Artık daha bilgeyim ve sana söyleyeceklerim var. yalan söylemeyeceğim. | Open Subtitles | أنا اكثر حكمة الآن و هناك أشياء سأقولها لكِ لن أكذب عليكِ |
Şimdi, size yalan söylemeyeceğim ve bununla yaşamak için pozitif bir yer bulmanın hızlı veya kolay olduğunu da söylemeyeceğim ama onu buldum | TED | لن أكذب عليكم وأقول أني بسرعة وسهولة عثرت على حيز إيجابي وأنا مصاب بهذا المرض، ولكني عثرت عليه. |
- Çıkıp o kadar kamera önünde yalan söylemeyeceğim. | Open Subtitles | -لن اقف أمام هذه الكاميرات وأكذب |
"Sana yalan söylemeyeceğim, Don," dedin ve bir şey söylemedin. | Open Subtitles | لقد قلتِ"لن أكذبَ عليك يادون," ثم لم تقولي شيئًا بعدها. |
Kasten cinayet bir olaydır, ama bu evde asla yalan söylemeyeceğim. | Open Subtitles | القتل المتعمد هو شيء واحد لكن لن أسمح بالكذب في منزلي |
Sana yalan söylemeyeceğim. Bu iş beraberinde sorumluluk getirir | Open Subtitles | بالتأكيد ,فلن أكذب عليك وهذا العمل له مسؤليات أكثر |
Sana yalan söylemeyeceğim, şef, çünkü sen bunu hak eden biri değilsin. | Open Subtitles | أنا لا تكمن ستعمل لكم، رئيس، ل، أنت لا تستحق أن يكذب ل. |
Babam artık bana güvenmiyor, ve ben de ona tekrar yalan söylemeyeceğim. | Open Subtitles | ولكن أبي لا يثق بي بعد الآن وكما أنني لن أكذب عليه مجدداً |
Hayat, aşk ve tutku konulu şarkılar söylüyoruz ve yalan söylemeyeceğim, çok pis dans figürlerimiz var. | Open Subtitles | ونقوم بالغناء عن الحياة والحب والشغف ولن اكذب عليكم فنحن لدينا بعض الحركات الراقصة الغريبة |