yalan söylemiyordum. Adam bana benzininin bittiği o geceyi anlattı | Open Subtitles | لم أكن أكذب,آدم أخبرني عن الليلة الذي نفد فيها الغاز منه |
Bütün insan duygularının kötü olmadığını söylerken yalan söylemiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أكذب حين قلتُ أنّه ليست كلّ المشاعرِ الإنسانيّة سيّئة. |
60- 40? Kayıtlarının peşinde olduğumu söylerken yalan söylemiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أكذب عندما قلتُ أنّي أسعى خلف سجلاّتكِ. |
...ama bu gemiye neden ihtiyacım olduğu konusunda yalan söylemiyordum. | Open Subtitles | لكنني لم أكذب حول الذي أريده من هذه السفينة |
- Bana yalan söylemenden hoşlanmıyorum. - yalan söylemiyordum. | Open Subtitles | لاأحب الناس الذين يكذبون على لم أكذب عليك - |
Önceki gün seni görmeye geldiğimde yalan söylemiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أكذب عندما جئت إليكِ فى ذلك اليوم |
Dinlenmen gerektiğini söylerken yalan söylemiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أكذب عندما قلت إنك تحتاج الراحة بهدوء |
Yalnızca senetleri istiyoruz derken yalan söylemiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أكذب عندما قلت أننا أردنا سنداتك المالية و حسب، |
Seni bekleyebilirim dediğimde yalan söylemiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أكذب حينما قلت لك أنني أستطيع انتظارك |
Bakın, aynen size anlattığım gibi. yalan söylemiyordum. | Open Subtitles | أترى، كما أخبرتك أنا لم أكن أكذب |
O D'Haran'a yalan söylemiyordum. | Open Subtitles | أنا لم أكن أكذب على أولائك الدهاريون. |
yalan söylemiyordum. Biz nişan yapacaktık. | Open Subtitles | لم أكن أكذب كنا على وشك الخطوبة |
Hewlett'ın asla teslim olmayacağını söylediğimde yalan söylemiyordum. | Open Subtitles | الآن، أنا لم أكذب حين أخبرتك بأن (هيوليت) لن يستسلم أبدًا |
O konuda yalan söylemiyordum. | Open Subtitles | لم أكذب حيال هذا |
Mitch'e aşığım. yalan söylemiyordum. Kendim dışında tabi. | Open Subtitles | أنا مغرمة بـ(ميتش)، لم أكذب من قبل سوى على نفسي |
Oliver ile dava üzerinde çalıştığım hakkında yalan söylemiyordum. | Open Subtitles | أنا لم أكذب بشأن العمل على قضية مع (أوليفر). |
Sana yalan söylemiyordum Joey. | Open Subtitles | أنا لم أكذب عليك (جوي) |
Bu insanları önemsediğimi söylerken de yalan söylemiyordum. | Open Subtitles | ولمْ أكن أكذبُ عليهِ عندما قلتُ بأن حياة أؤلائك الناسُ تهمني |
Sana "Em City" kavramının hayranıyım dediğimde yalan söylemiyordum. | Open Subtitles | لَم أكُن أكذِب عندما قُلت أني مُعجبٌ جداً بمبدأ مدينة الزمرد |
Saçma geleceğini biliyorum ama yalan söylemiyordum. | Open Subtitles | أعلم كم يبدو هذا جنونياً لك، ولكنني... لم أكن أكذب عليك. |