Oh, bir Yalancının yanında dururken hep daha güzel görünürüm. | Open Subtitles | أنا دائماً أبدو أكثر جمالاً عندما أقف إلى جانب كاذب |
Sarhoş bir Yalancının sözünü dinleyip masum bir kadını mı tutukladılar? | Open Subtitles | أخذوا كلمة كاذب مخمور واعتقلوا امرأة بريئة؟ |
Gerçeği anlatabilir ve bu Yalancının oyununa son verebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك قول الحقيقة, وتظهري للخنازير انه كاذب مخمور |
Yaşlı rahibe hasta rahibenin Yalancının teki olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | و الراهبة العجوز تظن أن المريضة كاذبة كبيرة |
Olamaz. Yalancının tekisin. Sana inanmıyorum. | Open Subtitles | لا محالة ، أنت مجرد كذاب لا أستطيع أن أصدقك |
Peki ya Appa'yı serbest bırakmakla ilgili söylediği saçmalıklar da neydi? Yalancının önde gideni. | Open Subtitles | و ماذا كان هذا الحديث المجنون عن إطلاقه سراح آبا, يا له من كاذب |
Ama İspanyolca hocası olmadığın, Yalancının teki olduğun, ve benimle olmak için herkesi üzdüğün için şimdi gidip artık zamanımızı harcamazsan memnun olurum. | Open Subtitles | شكرا لتهدات الجميع لكن بما أنك لا تعطي دروسا بالاسبانيه, مجرد كاذب زائف من قصد قلوب الجميع في محاوله لكسبي |
İğrenç birşey be bu ne oldu anlamadım ben anladım Yalancının ve eziğin tekisin sen | Open Subtitles | أنا لا أسمع إلا سارينه انذار أنا لا أفهم أنا أفهم أنت مغفل و كاذب ،، فلنأتى به |
Sen Yalancının tekisin, bunu baştan beri biliyorum. Sana bir saniye bile inanmadım. Asla inanmadım, inanmadım. | Open Subtitles | حسناً, أنت كاذب و أنا لم أصدقك للحظة واحدة من البدايو لم أفعل هذا أبداً |
Benim özel olduğumu söylediğinde Yalancının teki olduğunu anlamalıydım. | Open Subtitles | لقد كان يجبُ أن أعلم بأنهُ كاذب عندما قال بأنني إستثنائية |
Yalancının sözü kağıda dökülse bile değersizdir. | Open Subtitles | نعم. ومع ذلك، كلمات كاذب تستحق شيئا. ليس على الورق. |
Aramak istemiyorum onu. Yalancının teki. Ve Güçlülerle bir derdi var. | Open Subtitles | لا أريد الاتصال به إنه كاذب ويكن ضغينة للخارقين |
Belediye binasını için arama emrini kör olmayan bir rahip ve patalojik Yalancının dedikleriyle çıkartamayız. | Open Subtitles | من المُستحيل أن نحصل على أمر قضائي لدار البلديّة وفقاً لإشاعة تمّ قولها لكاهن غير كفيف من كاذب قهري. |
O öyle demiyor. Yalancının teki o. Ne istediyse yaptım. | Open Subtitles | إنه كاذب لعين،لقد فعلت ما طلبه منى |
Şimdi Yalancının teki oldun, Bay Greene. | Open Subtitles | الان انت لاشيئ سوى كاذب سيد غرين |
Çok ayıp. Yalancının tekisin, değil mi? | Open Subtitles | هذا أمر بغيض أنت كاذبة صغيرة، ألست كذلك؟ |
Sen Yalancının tekisin | Open Subtitles | نعم، كنت تحلمين اه، يا لك من كاذبة ما كان هذا؟ |
Bayan, sen, tanıştığım ya en ilginç kişisin ya da patolojik Yalancının tekisin. | Open Subtitles | سيّدتي، إمّا أنكِ اكثر شخصٍ مثير للإهتمام التقيت به في حياتي أو أنكِ كاذبة مريضة |
Çok Yahudi tanırım. Ama sen adi Yalancının tekisin. | Open Subtitles | أعرف الكثير من اليهود انا أكرهك لأنك كذاب |
Adam savaş kaçağı ve Yalancının teki ama cidden iyi yemek yapabiliyor. | Open Subtitles | أنه كذاب وفار، ولكن ذلك اللعين طباخ ماهر |
Herkes salatası için öyle söyler. Hepsi de Yalancının önde gideni. | Open Subtitles | الجميع يقول هذا عن تلكَ السلطة لكنهم حفنة من الكاذبين ؟ |
Yalancının teki olan bir psikiyatristi niye görmek isteyeyim ki zaten? | Open Subtitles | ولمَ قد أرغب برؤية طبيبٍ نفساني كاذبٌ ومخادع على أي حال؟ |
Bu herif Yalancının teki. | Open Subtitles | إنه رجل كذّاب أبله , لقد كان يأكل وحصل على البطن المدلدل وكل شيء. |
Bir Yalancının bahaneleri. Ben görevimi yapıyorum. | Open Subtitles | هذه حجة كاذبه ، انا أؤدي واجبي: |
- Yalancının tekiydi! - Tamam hayatım. | Open Subtitles | كان كذاباً - لا بأس يا عزيزي - |
Blair Yalancının teki. Seni kandırmış. | Open Subtitles | بلير كذابة هذا ماتفعله |