Ya iletişim bilimini kullanarak yalanların kendisini incelemeye yönelik bir yaklaşıma bürünseydik? | TED | ماذا لو اتخذنا نهجًا مباشرًا أكثر، باستخدام علم التواصل لتحليل الأكاذيب بذاتها؟ |
Eskiden ve sonradan söylenmiş yalanların tümüydü. | TED | كان كل الأكاذيب التي صُرح بها قبل وبعد التسرب النفطي |
Yani yalanların, dileğini yerine getirmem için, ucuz bir plandı. Defol! | Open Subtitles | لذا, أكاذيبك مخططات رخيصه لتجربنى على منحك ما تطلب |
Senden bu sabah kuşkulanmıştım. yalanların ve aptallığın kuşkumu doğruladı. | Open Subtitles | لقد شككت بك هذا الصباح أكاذيبك وحماقاتك أكدت ذلك |
Senin yardımını istemiyorum. yalanların da, yalancıların da topu cehenneme! | Open Subtitles | اننى لا اريد يدك كل الاكاذيب و الكاذبين الى الجحيم |
İlk olarak, günümüzde karşımıza çıkan yalanların bu örneklerden daha az ciddi ve hatta daha zararsız olduğunu unutmayın. | TED | أولًا: تذكر أن العديد من الأكاذيب التي نصادفها يوميًا ليست جدية كتلك الأمثلة، وربما تكون غير مؤذية. |
Bu gaddarca yalanların farkında değil miyim? | Open Subtitles | أتظنين أننى لست على علم بتلك الأكاذيب الشريرة ؟ |
Bu gaddarca yalanların farkında değil miyim? | Open Subtitles | أتظنين أننى لست على علم بتلك الأكاذيب الشريرة ؟ |
yalanların değerini öğrendim. Beni onlar hayatta tuttu. Anlaşma. | Open Subtitles | تعلمت قيمة الأكاذيب لقد أبقتني على قيد الحياة |
Bana bu sahtekarlığın, bu yalanların arkasındaki adamın seni bu yalanlara inandırmak için bana bu hastalığı verdiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال بأن الرجل الذي وراء القصة.. وراء هذه الأكاذيب.. أصابني بهذا المرض لكي تصدق. |
Ve Doktor, ben de bana söylenen yalanların ardındaki gerçekleri görmeye başladım. | Open Subtitles | لقد بدت الأمور تضح من خلال الأكاذيب التى قيلت لي |
yalanların, bir günde, benim hayatım boyunca öldürdüğümden fazla insan öldürdü. | Open Subtitles | قتلت أكاذيبك في يوم واحد أكثر مما قتلت في حياتي. |
Onun ya da senin yalanların yüzünden kendimi feda etmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أقوم بشنق نفسي بسبب أكاذيبة أو أكاذيبك. |
Bu andan itibaren yalanların senin hayatın demek. | Open Subtitles | هذا يعني انه من الان فصاعدا أكاذيبك هي حياتك |
Bu andan itibaren yalanların senin hayatın demek. | Open Subtitles | هذا يعني انه من الان فصاعدا أكاذيبك هي حياتك |
Senin yardımını istemiyorum. yalanların da, yalancıların da topu cehenneme! | Open Subtitles | اننى لا اريد يدك كل الاكاذيب و الكاذبين الى الجحيم |
yalanların, yalanların, yalanların | Open Subtitles | بأكاذيبك , بأكاذيبك , بأكاذيبك |
Son beş senede söylediğin yalanların bazıları. | Open Subtitles | هذه بعض الكذبات التي أخبرتنا إياها على مر السنوات الخمس الماضية |
Umarım yalanların gece rahat uyumanı sağlar. | Open Subtitles | أتمنى أن كذباتك هذه تبقيك دافئا في الليل |
Çocukların akıllarını zehirlediğin yalanların farkındayım, ve hayalinde yarattığın yaratıkların ve yerlerin. | Open Subtitles | تعتقدى أنى غير مدرك لما تملأينه فى رؤس الأطفال من أكاذيب مشوهة؟ ترينهم صور لمخلوقات وأماكن خيالية |
DNA testini asla geçemezsin, Vanessa. Senin yalanların bile yeterli olmaz. | Open Subtitles | لم تنجحي في اختبار الكذب وحتى أكاذيبكِ لم تعد كافية لكِ |
Çünkü söylediğin yalanların gerçek olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | لو صدق القاضي أكاذيبك لا يجعل اكاذيبك حقيقة! |
Bana söylediğin yalanların kimliğini korumak için olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | تفهمت أن كذبك علي كان لحماية هويتك. |
Bu yalanların arkasında bir gerçek yatıyor, Zeisha! | Open Subtitles | لكن كُلّ تلك الأكاذيبِ أدّت إلى حقيقةِ واحدة، زيشا |
Hayallerin, yalanların, düzenbazlığın ve de numaraların dışında bir şey yok! | Open Subtitles | ما من شيء سوى خيال وأكاذيب وحيل وخداع! |
# Senin yalanların darmadağın etti beni # | Open Subtitles | "اليوم قد سلبتني الكلمات المخادعة." |