Wade Crewers 1999'da cinayetleri itiraf ettiğinde, sana yalnız çalıştığını söylemişti. | Open Subtitles | اخبرك وايد كروز انه عمل وحيدا عندما اعترف في عام 1999؟ |
Wade Crewers 1999'da cinayetleri itiraf ettiğinde, sana yalnız çalıştığını söylemişti. | Open Subtitles | اخبرك وايد كروز انه عمل وحيدا عندما اعترف في عام 1999؟ |
Ve yalnız çalıştığını varsayabiliriz, çünkü yardım alsaydı, tuzakta onlar da olurdu. | Open Subtitles | و يمكننا ان نفترض انه يعمل بمفرده لانه لو لديه مساعده لكانوا الان في كمين |
Mellendorf'un yalnız çalıştığını sanmam. | Open Subtitles | لا أعتقد أنّ "ميلندروف" تصرف بمفرده. |
Size yalnız çalıştığını söylememizi istedi. | Open Subtitles | وطلبت إخبارك أنها تعمل بمفردها |
Genelde yalnız çalıştığını düşünüyoruz ama bugün bir suç ortağı vardı. | Open Subtitles | نظن انها عادة تعمل لوحدها ولكن اليوم لديها شريك |
Sweets, katilin yalnız çalıştığını ve hatırı sayılır işçi sınıfı bir işi olduğunu... normal hayatında, insanları kazanan, evli olmayan biri olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول (سويتز) أنّ القاتل يعمل بمفرده وعنده إحترام للوظائف ذات الياقة البيضاء في حياته العامّة، يسعى لإنقاذ الناس وهو أعزب |
- Bones, yalnız çalıştığını sanıyordum. | Open Subtitles | لمَ قد يغامر أي شخص بالنزول إلى هنا؟ بونس " اعتقدت بانها كانت تعمل بمفردها |
Abigail'in yalnız çalıştığını varsaydık... ama çalışmıyor olması mantıklı. | Open Subtitles | افترضنا أن (أبيغايل) كانت تعمل لوحدها لكن من المنطقي أنها لم تكن تعمل لوحدها |