- Biraz daha... zamana ve yalnızlığa ihtiyacım var. | Open Subtitles | سأطلب فترة أطول قليلاً من ذلك وبعض العزلة |
Eğer gidersen kendini yaşam boyu yalnızlığa mahkûm edersin. | Open Subtitles | أو بوسعك المغادرة وإيداع نفسك لحياة من العزلة. |
"Böyle bir şey insanı yalnızlığa ya da deliliğe götürebilir." | Open Subtitles | "شيء كهذا يمكن أن يدفع المرء إلى العزلة أو الجنون" |
Yazarı, romanın yalnızlığa karşı mücadele için yazıldığını söylemişti. | Open Subtitles | تعلم , لقد قال ان الغرض من الخيال كان لمكافحة الشعور بالوحدة |
Aynı yalnızlığa ben de sahip olacağım. | Open Subtitles | هو نفس الشعور بالوحدة |
Sonra bunun hakkında yazarak yalnızlığa ve teselliye yemin ettim. | Open Subtitles | و ثم نذرت نفسي للعزلة و العزاء بالكتابة عنه |
Ben buna alışkınım. yalnızlığa da alıştım. | Open Subtitles | اعتدت عليها لقد اعتدت على الوحدة |
Toplumsal problemlerin, hedeflenen bir grubun tüm üyelerini nasıl etkilediğini görmemizi sağlayan çerçeveler olmadan birçoğu eylemlerimiz arasında kaybolup yalnızlığa terk edilecekler. | TED | فبدون أُطر تمكننا من رؤية كيف للمشاكل الاجتماعية أن تؤثر فى جميع أفراد المجموعة المستهدفة، سيسقط الكثيرون خلال الثغرات فى حركاتنا، متروكين ليعانوا من العزلة الافتراضية. |
Henüz yalnızlığa alışmadın. | Open Subtitles | انتى لم تتعودى على العزلة لحد الآن |
Artık benim çocuklar yalnızlığa odaklanabilir. | Open Subtitles | حتى مجموعتي تستطيع أن تركز في العزلة |
yalnızlığa ihtiyacım vardı; yalnızlığa ve özgürlüğe. | Open Subtitles | أحتاج العزلة, العزلة و الحرية |
Ben yalnızlığa boyun eğdim artık. | Open Subtitles | سأتفرد بنفسى فى حياة العزلة. |
Fakat konuşmasının sonunda daha iyi bir dünyanın inşa edilebileceğini şu alıntıyla açıkladı, ''Kimse başkasının nasıl öleceğine karar vermeyecek, aşk gerçeği kanıtlayacak ve mutluluk mümkün olacak ve ırklar sadece tek bir şeye, yüzyıllık yalnızlığa mahkum edilecek ve yüzyıllık yalnızlık, sonsuza dek, yeryüzünde ikinci bir şansa sahip olacak." | TED | وبالرغم من ذلك أنهى الخطاب بتأكيد إمكانية بناء عالم أفضل، فقال: "لأنه لن يستطيع أحد تحديد كيفية موت الآخرين، لأن الحب هو الحقيقة ولأن السعادة ممكنة، ولأن البشر أدانوا المائة عام من العزلة سوف توجد، في النهاية وإلى الأبد، فرصةٌ أخرى على الأرض." |
Bazen sende yalnızlığa kapılır mısın, Johnny? | Open Subtitles | هل شعرت بالوحدة يوماً (جوني)؟ |
yalnızlığa dayanamıyorum. | Open Subtitles | تشعرني بالوحدة |
Benim yalnızlığa, onunda hayran kulübüne ihtiyacı vardı sonra bunları yaptı. | Open Subtitles | كنتُ بحاجة للعزلة و كان هو بحاجة لناديٍ من المعجبين لذا قام بخلق كل هذا |
Gücünü ve kontrolünü uygulamak için yalnızlığa ihtiyacı var. | Open Subtitles | إنه يحتاج للعزلة ليطبق سلطته و سيطرته |
O halde yalnızlığa yabancı değilsin. | Open Subtitles | أنت لست غريبا على الوحدة إذن. |