"yandan da" - Traduction Turc en Arabe

    • في نفس الوقت
        
    • و لكن ثمَّة
        
    Bir yandan da, enteresan araç gereçleri tanıtan bir web sitem var ve burada teknolojinin en son yenilikleriyle ilgili günlük saplantılarımı yayımlıyorum. TED في نفس الوقت قمت بإدارة موقع إلكتروني بإستخدام أدوات رائعة بحيث اصدر تقرير يومي عن آخر أخبار التكنولوجيا
    Tabi ki garip diye düşünüyorsun telefonu kullanmadım ama bir yandan da memnun oldun çünkü yüz yüze konuşacağız. Open Subtitles بالطبع تتعجبي لأنني لم استخدم التليفون ولكنك سعيدة في نفس الوقت لأننا سنتكلم وجهاً لوجه
    Öğretmenler ve öğrenciler bir yandan bu olayı unutmaya çalışırlarken bir yandan da ölen amigo kızın anısını nasıl yaşatacaklarını düşünüyorlar. Open Subtitles منذ أسبوعين الأساتذة و الطلاب يحاولون تذكر هذه , المشجعة و في نفس الوقت المتابعة بحياتهم
    Phillip, rapor okurken bir yandan da çiçek ekebilirim. Open Subtitles أستطيع ان أقرأ التقرير وازرع في نفس الوقت يافيليب
    Aslında Jenny'nin gitmesi bir yandan da iyi oldu. Open Subtitles و لكن ثمَّة أمر مبهج (بشأن غياب (جيني
    Aslında Jenny'nin gitmesi bir yandan da iyi oldu. Open Subtitles و لكن ثمَّة أمر مبهج (بشأن غياب (جيني
    Ama bir yandan da yüreğim pır pır ediyor... Open Subtitles ، لكن في نفس الوقت ، هناك بنفس الطريقة تهيمن السعادة
    Bir oyuncu parasını çekmek istediğinde... yazılım gerekli meblağı bulup ödeme yapıyor. Bir yandan da Block, başkalarının paralarını kendi parası gibi kullanıyor. Open Subtitles البرنامج يجد الكمية ويقوم بالدفع لهُ, في نفس الوقت صناديق أئتمان الآخرون فارغة
    Bunların hiçbirinin olmasını istemiyorum ama bir yandan da ne olacağını görmek istiyordum. Open Subtitles لااريد اي شيء من هذه الاشياء ان يحصل ولكن في نفس الوقت شعرت بانه يجب عليا ان ارى خلال الموضوع
    Birlikte, bu antik metropolün kapılarında muhafızlık yapan kocaman kanatlı boğaları ziyaret ederlerdi. Bu kanatlı boğalar, çocuğu bir yandan korkuturken bir yandan da heyecanlandırırdı. TED دائما ما كانوا يتوقفون لزيارة الثيران ذات الأجنحة الضخمة التي كانت تحرس بوابات تلك المدينة القديمة، والطفل كان خائفا من هذه الثيران المجنحة، لكنها كانت تثيره في نفس الوقت.
    Aynı zamanda bilmelisiniz ki hiçbir ülkenin kaderinde ezilmek yoktur, diğer yandan da hiçbir ülke ya da insan baskı ya da diktatörlük karşısında güvende değildir. TED ولكن في نفس الوقت عليكم أن تعرفوا لا يوجد بلد موجه من أجل أن يصبح مضطهدا، لكن في نفس الوقت، لا يوجد أي بلد أو أي شخص محصن ضد الاضطهاد أو الديكتاتورية.
    Bir yandan içini doldurur, bir yandan da boşaltır. Open Subtitles يملئك ويفرغك في نفس الوقت

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus