"yapışık" - Traduction Turc en Arabe

    • ملتصق
        
    • الموحّد
        
    • ملتصقة
        
    • الملتصقة
        
    yapışık olmasak bazen öz kardeşini bile unutabilir. Open Subtitles أحيانا أعتقد أنه قد ينسى أخيه لولا أنى ملتصق به
    yapışık olmasak bazen öz kardeşini bile unutur. Open Subtitles أحيانا أعتقد انه قد ينسي ان له أخ لولا اننى ملتصق له
    Halen dünyanın en yaşlı yapışık ikizleri onlar bu gerçekle gurur duyuyorlar. Open Subtitles في الوقت الحالي، هما أكبر توأم ملتصق في العالم سنّاً. وهما فخوران بهذا.
    Buna "yapışık İkiz Misleksisi" deniyor. Open Subtitles ــ يُسمّى مرضها الاختلال التوأمي الموحّد ــ ومن يكترث لاسمه؟
    Bu nedenle bu heyecanlı haftayı "yapışık İkiz Misleksisi Haftası" ilan ediyorum. Open Subtitles لذا تكريماً لذلك ..أعلن هذا الأسبوع المثير أسبوع اختلال التوأم الموحّد
    Sadece maddenin 12 taneciği, doğanın dört kuvvetiyle birlikte yapışık duruyor. TED فقط 12 جزيئ من المادة. ملتصقة معاً بأربع قوى من الطبيعة.
    Biz burada konuşurken Aslan Kral yapımcılarının yapışık sırtlanlar aramadığı ne malum? Open Subtitles كيف نعرف منتجو الملك الأسد لا يبحثون عن بعض الضباع الملتصقة كما نتكلّم؟
    Irkçılık yapan, artist kılıklı, sarhoş herife de söyledim bizler yapışık ikizleriz, Siyam ikizleri değiliz. Open Subtitles اخبرت فتى الأخوية العنصري السكران الغاضب ان التعبير الملائم هو تؤام ملتصق و ليس سياميين
    Kafam vizöre yapışık, önümü göremiyorum. Open Subtitles لا يمكنك أن ترى أين أنت ذاهب لأن رأسي ملتصق
    Bu arada derisinin yüzüne yapışık olduğunun farkına varıyor. Open Subtitles في ذلك الوقت، إنه قريب جداً ليفهم أن جلّده ملتصق فعلاً بوجهه ..
    Önümüzdeki 48 saat boyunca telefonunla yapışık dolaşmanı istiyorum. Open Subtitles أحتاج أن يكون هاتفكِ ملتصق بكِ لمدة الــ48 ساعة القادمة
    - Sanırım bu yaptığından memnunsun. - Suratım senin kıç yanağına yapışık Ron. Open Subtitles حسناً , أظن أنك سعيد وجهي ملتصق يمؤخرتك
    Arkadaş dedim, Siyam ikizleri gibi göt göte yapışık olmanızı değil. Open Subtitles أصدقاء، لا توأم سيامي ملتصق من المؤخرة
    Sen benim yapışık ikizimsin, kafasında ölü bir şey sallanan kadınımsın. Open Subtitles أنتِ امرأتي التوأم الموحّد" "التي لديها شيء ميت متدلٍ من رأسها
    Arkadaşlar, şimdi "yapışık İkiz Hayat Boyu Başarı Ödülü"nü takdim etme vakti. Open Subtitles والآن يا أصدقائي آن الأوان لنقدّم جائزة الإنجازات للتوأم الموحّد
    Bu ödül toplumda iz bırakan yapışık ikizlere verilir. Open Subtitles نقدّم هذه الجائزة إلى التوأم الموحّد المذهل الذي خلّف أثراً في المجتمع
    Quarklar gluon denen şu şeylerle beraber yapışık duruyor. TED والكواركات ملتصقة معاً بواسطة أشياء أخرى تسمى الغلونات.
    Sen bıçak eline yapışık mı doğdun? Open Subtitles هل ولدت وتلك السكين ملتصقة بيدك أم ماذا؟
    Müşterek olan embriyonun birbirinden ayrılamayan hücreleri bugün Ronnie ve Donnie'nin birbirlerine yapışık olduğu yerleri belirliyor. Open Subtitles الأماكن التي تضمّ روني ودوني بعضهما ببعض.. حدّدتها الخلايا التي بقيت ملتصقة في جنينهما الأوّلي.
    Beysbol sever Galyon kardeşler halen dünyanın hayattaki en yaşlı yapışık ikizleri. Open Subtitles الأخوان جايلون العاشقان للبيسبول هما أكبر التوائم الملتصقة في العالم سنّاً.
    Derler ki; yapışık ikizlerden biri ölürse diğeri fazla yaşamazmış. Open Subtitles سيدى ، يُقال انه ، لو أحد التوائم الملتصقة مات فإن الآخر لا يعيش طويلاً ، أيها الطبيب ، أعلم
    Telepatik güçleriyle Saleem, gece yarısı çocuklarından oluşan - suya daldırıldığında cinsiyetini değiştiren bir çocuk ve çok dilli yapışık ikizleri içeren geniş bir ağ ile bağlantı kuruyor. TED مع سلطاته في التخاطر، يقيم سليم اتصالات مع أطفال منتصف الليل بما في ذلك الرقم الذي يمكن أن يكون خطوة عبر الزمن والمرايا، الطفل الذي يغير جنسه عند غمره في الماء، والتوائم الملتصقة متعددة اللغات.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus