| O kadar güçlü ki sana tutkal gibi yapışıyor ve asla kurtulamıyorsun. | Open Subtitles | شعور قوى. لدرجة أنه يلتصق بك مثل الصمغ, ولا تستطيع منه فِكاكاً. |
| Her tarafım parmesan ve keklikotu oldu ve de hepsi yağ yüzünden yapışıyor. | Open Subtitles | أنا مغطى بالزعتر والجبن المفروم وذلك يلتصق بسبب الزبد. |
| Bu sahnede çocuğun dili direğe yapışıyor. | Open Subtitles | إنهُ المقطع حيث يلتصق لسان الفتى بالعمود |
| Birbirlerine yapışıyor, katmanlar oluşturuyor ve bize yüzeyde bir tabaka veriyorlar. | TED | وهي تلتصق ببعضها، مشكلة طبقات وتعطينا غطاء على السطح. |
| Kan görmeye dayanamam. Ne zaman dışarı aksa yüzüme yapışıyor. | Open Subtitles | انا لا احب تلك العلكة انها تفسد وجهى عندما تفرقع |
| İlgileniyorum. Her şey üzerime yapışıyor. Pekala... | Open Subtitles | لقد تخلص من المخدرات انا في سأتولى ذلك اووف , كل شي يلتصق بي هييي , انتبه |
| Deri popoma yapışıyor. | Open Subtitles | يلتصق الجلد بمؤخّرتي. |
| - Üstüne sümük yapışıyor. | Open Subtitles | يلتصق به المخاط |
| Duvarlara böyle yapışıyor.. | Open Subtitles | إنه يلتصق بالجدار هكذا. |
| Derim kanepeye yapışıyor. | Open Subtitles | جلدي لا يزال يلتصق بها |
| - Deri benim cildime yapışıyor. | Open Subtitles | يلتصق الجلد ببشرتي. حسنًا، كفى! |
| Adam ağzını silmeye çalıştığında parçalar yanan benzin jölesi gibi ellerine yapışıyor ve orada büyüyordu. | Open Subtitles | كان يبعدها من فمه و الأجزاء تلتصق بيديه كهلام البنزين المشتعل و تبقى هناك |
| Ayaklarındaki küçücük emiciler cesede yapışıyor ve onu mağaranın dışına çekiyor. | Open Subtitles | الممصّات الصّغيرة على أقدامه تلتصق بالجيفة، وتسحبها خارج الكهف. |
| Kan görmeye dayanamam. Ne zaman dışarı aksa yüzüme yapışıyor. | Open Subtitles | انا لا احب تلك العلكة انها تفسد وجهى عندما تفرقع |