Bana gelmeli ve sana nasıl yapıldığını göstermeme izin vermelisin. | Open Subtitles | يجب عليك أن تدعينى آتى . وأُريكٍ كيف يتم الأمر |
Seçimlerde hile yapıldığını düşünüyorum. Sürekli aynı sonuçlar çıkıyor çünkü. | Open Subtitles | ما زلت اعتقد أنه يتم التلاعب بالانتخابات، ولم يتغير شيء |
Aynı şekilde, biz de evrenin neden yapıldığını anlamak için, zamanda geriye bakıyoruz. | TED | إذاً الأمر بالفهم نفسه أن ننظر إلى الوراء في الزمن لفهم مما هو مصنوع هذا الكون. |
- Onlara doğru yöneliyorsunuz. - Bunun neyden yapıldığını görmek istiyorum. | Open Subtitles | أنت تتوجه اليهم سيدى أريد أن أرى من ماذا صنع هذا |
Tam olarak bu müziğin dansının ne için yapıldığını biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلمين بالضبط أي الرقصات التي صنعت لها تلك الموسيقى |
Hayır, sen bu etlerin nasıl yapıldığını öğrenene kadar bırakmıcam. | Open Subtitles | لا، ليس قبل أن تعلمي كيف تصنع شرائح اللحوم تلك |
Çoğumuz, hala, kağıt ve tekstil gibi geleneksel malzemelerin neyden yapıldığını ve nasıl üretildiğini biliyor. | TED | في اغلب الاحيان ما زلنا نعرف مم تصنع المواد التقليدية مثل الورق والاقمشة وكيف يتم انتاجها. |
Ve yoksul depresif insanlar için neler yapıldığını görmek için çıktım böylelikle. | TED | لذا خرجت في محاولة لمعرفة ما الذي يتم عمله للأشخاص الفقراء المصابين بالاكتئاب. |
İstiyordum ki, herşeyin usulüne uygun yapıldığını görsün. | TED | لأنني أردته أن يشعر أن هذا كله يتم بمنتهى الشفافية و الوضوح. |
ve işte bu işlerin nasıl yapıldığını öğrendiniz... sakın yapmayın. | Open Subtitles | والآن إذ عرفتم كيف يتم الأمر، لا تقبلوا عليه. |
Karanlıkta dolaşmaya başlıyorsunuz ve bir şeye rastlıyorsunuz, ve taştan yapıldığını fark ediyorsunuz. | TED | وانت تتحسس في الظلام في تلك الغرفة ترتطم بشيء ما يبدو وكأنه مصنوع من الحجارة |
Annem nişan yüzüğünün akide şekerinden yapıldığını anladı. | Open Subtitles | امي اكتشفت ان خاتم زواجها مصنوع من الحلوى |
Bununla ses yapmaya ve bunu kullanarak sesimi değiştirmeye başlamadan önce duymak üzere olduğunuz her şeyin kendi sesimle yapıldığını tekrarlamak istiyorum. | TED | وقبل البدء في صنع الأصوات منها واستخدامها للتلاعب بصوتي أريد أن أؤكد من جديد أن كل ما أنتم على وشك سماعه هو من صوتي |
Biliyor musunuz doktor bu masadaki dantel parçasının Belçika'da kör rahibelerce yapıldığını söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال لى أن قطعة الدانتيل التى توضع على هذه المنضدة كانت من صنع الراهبات الكفيفات فى بلغاريا ،تخيل ؟ |
Anahtar üstündeki bu kodun, hangi sistemle yapıldığını bulabilirim. | Open Subtitles | لذا فهو سيقودني الى الشركة التي صنعت المفتاح |
Ama, yapım biçimi ve bileşenlerine bakarak, her iki bombanın da aynı kişi tarafından yapıldığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | لكن وفقاً للهيكلية والمكون سأقول أن القنبلتين صنعت بنفس الشخص |
Cep telefonları ve sesli konuşmalarla ilgili benim kendi araştırmam bu aramaların yüzde 80'inin aslında dört kişiyle yapıldığını gösterir. | TED | بحثي الخاص حول الهواتف المحمولة والإتصالات الصوتية أظهرت أن 80 في المائة من المكالمات تتم في الواقع مع أربعة أشخاص. |
dedim. Ve onlara birçok bilimsel araştırmanın da bu şekilde yapıldığını söyledim. | TED | وشرحت لهم أنّ الكثير من البحوث العلمية يتمّ انجازها باستخدام هذا الأسلوب. |
Seni güzelce tarayacağım ve neden yapıldığını göreceğim. | Open Subtitles | لنرى ما يمكنك فعله أحب أن أواجهك لأرى مما صُنعت |
Ve işte, bize geleneksel karabuğdaylı gözlemesinin nasıl yapıldığını öğretecek olan hanım.. | Open Subtitles | أوه، ها هي السيدة التي ستعلّمنا .. كيفية إعداد فطائر الحنطة السوداء التقليدية |
Yarasa Kadın'la buluştum. Penguen'in fabrikasında silah yapıldığını onayladı. - Peki, kim o? | Open Subtitles | لقد قابلت (المرأة الوطواط)، أكدت لي بأنهم كانوا يصنعون الأسلحة في مصنع (البطريق) |
Neden yapıldığını anlama vakti çocuk. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لان نرى ما معدنك , ايتها الطفلة |
Bilmiyorum ama görünüşe göre kaynağı kötülemenin en hızlı yolu ona ödeme yapıldığını göstermek. | Open Subtitles | لا أعلم، ولكن أسرع طريقة لإنتقاص مكانةَ مصدرٍ ما، هي جعل الأمر يبدو وكأنّه قد دُفِع لهم. |
Nasıl bir soruşturma yapıldığını tahmin edersin. | Open Subtitles | انا أعني ، لكِ أن تتخيلي كل التحقيقات التي أُجريت |
Şehirlerin insanlar tarafından yapıldığını, birçok insanla birlikte yapıldığını, | TED | دعونا نفكر ان المدن مصنوعة من الناس الكثير من الناس مجتمعة |