Tek yapabildiği uzaktan izlemek olan biri nasıldır bilir misin? | Open Subtitles | ماذا يفعل الشخص عندما يكون كل ما يستطيع فعله هو المراقبة من بعيد؟ |
Daha yeni bankanın güvenlik sisteminde bir mil genişliğinde delik açtım, ve onun yapabildiği tek şey orospu, kaltak, orospu, kaltak. | Open Subtitles | لقد دمرت ثغرة للتو في نظام أمن البنك باتساع ميل وكل ما يستطيع فعله هو عاهرة, عاهرة, عاهرة, عاهرة |
Savcının tek yapabildiği davayı temyize götürmek. | Open Subtitles | كل ما يستطيع فعله المدعي العام هو بأن يفرض القضيّة على الإستئناف. |
İki tonla şarkı söyleyebilirsiniz keşişlerin yapabildiği gibi, işte böyle... | TED | يمكنك الغناء بصوتين مختلفين وهذا ما يستطيع فعله الرهبان، وهو مثل... |
Muhtemelen tüm yapabildiği de budur. | Open Subtitles | هذا من المحتمل أنّ هذاكل ما يستطيع فعله |
Yani bütün yapabildiği öldürmek mi? | Open Subtitles | إذن, كل ما يستطيع فعله هو القتل |
Elaine adamın yapabildiği tek şey, kendini öldürmemesi. | Open Subtitles | (إلين)، ذلك كل ما يستطيع فعله لكيلا يقتل نفسه. |
Kyle'ın yapabildiği her şeyi yapabilirim. | Open Subtitles | استطيع فعل أي شيء يستطيع فعله ( كايل ) ْ |
Jane, diğer herkesin yapabildiği her şeyi yapabilir. | Open Subtitles | (جين) بوسعها فعل أي يستطيع فعله أي أحد هل تفهمني؟ |