Engelimi bir kenara bırakırsak başarı sayılabilecek hiçbir şey yapmıyordum. | TED | لم أكن أفعل شيئا يمكن أن يعتبر كإنجاز إن اخرجت العجز خارج المعادلة. |
Aradığında yapmıyordum ama yapmak üzereydim. | Open Subtitles | لم أكن أفعل.. عندما اتصلتِ لكني على وشك أن أفعل |
Sonra anladım ki bunu insanları kurtarmak için yapmıyordum. | Open Subtitles | لكني أدرك أني لم أكن أفعل ذلك لإنقاذ حياة الناس. |
Şaka yapmıyordum,ben takımdan çıktım. | Open Subtitles | لمْ أكن أمزح... لقد انسحبتُ من الفريق. |
Ben birşey yapmıyordum. | Open Subtitles | أنا ما كُنْتُ أَعْملُ أيّ شئَ. |
E-sigaralar akıllı telefon kullanan bir nesil için çok uyumlu derken şaka yapmıyordum. | TED | عندما قلت سابقًا أن السجائر الإلكترونية مُلائمة جدًا لجيل الهواتف الذكية، لم أكن أمزح. |
Bir şey yapmıyordum! Neden beni rahat bırakamıyorsun? | Open Subtitles | لم أكن أفعل أي شيء لم لا يمكنك ان تتركين و شأني؟ |
Bir şey yapmıyordum. Deniz kabuklarımı yerleştiriyordum. | Open Subtitles | لم أكن أفعل شيئاً كنت أنظف المكان فحسب |
Bir şey yapmıyordum. Deniz kabuklarımı yerleştiriyordum. | Open Subtitles | لم أكن أفعل شيئاً كنت أنظف المكان فحسب |
Çok şey yapmıyordum. Sadece ölüyordum. Oliver! | Open Subtitles | لم أكن أفعل الكثير , كنت أحتضر |
Hiçbir şey yapmıyordum, yemin ederim, birden ayağa kalktı ve vurdu. | Open Subtitles | لم أكن أفعل شيئاً، أقسم. -هكذا جاء وضربني. |
Zaten bir şey yapmıyordum. Benim alerjim var. | Open Subtitles | لم أكن أفعل أي شيء أعني، عندي حساسية |
Ben onu yapmıyordum. | Open Subtitles | لا إنتظري لحظة أنا لم أكن أفعل ذلك |
Hiçbir şey yapmıyordum. Sadece sınıfıma gidiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أفعل شئ كنت ذاهبة الى الصف |
Bilmiyorum. Tuhaf bir şey yapmıyordum. | Open Subtitles | أنا، أنا لا أعرف، لم أكن أفعل شيء غريب |
Kariyerimi, bağış yapmanın ne kadar iyi hissettirdiği üzerine yapmama rağmen kendim pek bağış yapmıyordum. | TED | (ضحك) بالرغم من بناء حياتي المهنية بإظهار عظمة ما يمكن أن يشعرنا به العطاء في الحقيقة لم أكن أفعل ذلك كثيرًا |
Ne? Ben bir şey yapmıyordum. | Open Subtitles | أنا لم أكن أفعل شيئاً |
Aslında, şaka yapmıyordum. | Open Subtitles | في الحقيقة، لمْ أكن أمزح. |
Blöf yapmıyordum. Tekrar Karanlık Olan olduğunu Belle'e seve seve söylerim. | Open Subtitles | لمْ أكن أخادعك، إذ يسرّني إخبار (بِل) عن عودتك للقاتم |
- Öyle yapmıyordum, Louis. | Open Subtitles | .(إني لمْ أكن أقومُ بذلك يا(لويس |
Bir şey yapmıyordum! | Open Subtitles | أنا ما كُنْتُ أَعْملُ أيّ شئَ! |
Kulağa hoş geliyor, ama...şaka yapmıyordum. Götüm gerçekten acıdı. | Open Subtitles | يبدُ هذا رائعاً لكني لم أكن أمزح عندما قلت أن مؤخرتي تؤلمني |