Bu bir mikroskop ya da teleskop yapmak gibi birşey kendi davranışlarımız ve aramızdaki iletişimimiz hakkında yeni yapılar ortaya çıkarmak. | TED | انه مثل صنع ميكروسكوب او تلسكوب و الكشف عن بنيات جديدة حول سلوكنا حول التواصل. |
Oynarken müzik yapmak gibi. | Open Subtitles | هو مثل صنع الموسيقى الحلوّة مع لعبتك. الشيء الوحيد. |
Saatler sürer, yani nar suyu yapmak gibi. | Open Subtitles | ذلك سيتطلب ساعات ، مثل صنع عصير الرمان |
Bu eklerlerle milföyler arasında seçim yapmak gibi. | Open Subtitles | إن الأمر أشبه بالإختيار بين إكليرز ونابليون |
Sabit bir diske günlük olarak birleştirme işlemi yapmak gibi. | Open Subtitles | الأمر أشبه بترتيب قرصكِ الصلب على أساس يوميّ |
Onunla iş yapmak gibi büyük bir aptallık yaptım. | Open Subtitles | أخطأت بمحاولة القيام بالأعمال مع هذا الرجل |
Resim toplayarak defter yapmak gibi. | Open Subtitles | مثل صنع دفتر قصاصات |
Pizza yapmak gibi. | Open Subtitles | أجل مثل صنع بيتزا |
Aynı risotto yapmak gibi. Kalbinde bir risotto. | Open Subtitles | - مثل صنع أكلة رز أكلة رز في قلبك .. |
Hindiye dört atış yapmak gibi. | Open Subtitles | {\pos(192,155)}الأمر أشبه بأربع جرعات خمر من ويسكي "وايلد توركي" |
Kısa devre yapmak gibi bir şey. | Open Subtitles | الأمر أشبه بمجرد قصر كهربي. |
Değişken bir dalgada sörf yapmak gibi. | Open Subtitles | الأمر أشبه بركوب موجة متقلبة |
Onunla iş yapmak gibi büyük bir aptallık yaptım. | Open Subtitles | أخطأت بمحاولة القيام بالأعمال مع هذا الرجل |