Seninle kalmak için yapmayacağım şey yok. | Open Subtitles | ما من شيء لن أفعله حتى أبقى معك أرجوك .. |
Evliliğimizi kurtarmak için yapmayacağım şey yok. | Open Subtitles | ما من شيء لن أفعله لأنقذ زواجنا |
Onun için yapmayacağım şey yoktur. Görüşürüz. | Open Subtitles | لا يوجد شيء لن أفعله ل(جونى)ِ - أراك لاحقاً - |
Birini önemsediğimde onun için yapmayacağım şey yoktur. | Open Subtitles | حين أكترث بامرئ، فإنّي لا أتوانى عن فعل شيء من أجله. |
Bunlar bir yana, şu an hayatta olması için yapmayacağım şey yok. | Open Subtitles | فما كنت سأتوانى عن فعل شيء لاستعادته. |
Annemle bir saat daha geçirmek Corbin'le bir kez daha devriyeye çıkabilmek için yapmayacağım şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك أي شيء لن أفعله فى قضاء ساعة أخرى مع والدتي،فى السير فى دورية مع (كوربن). |