"Eğer dediğimi yapmazsanız, hepinizi teker teker öldürürüm." İşte böyle yazmış. | Open Subtitles | واذا لم تفعلوا سأسعى خلفكم واحداً خلف الاخر .هذه كانت كلماته |
Çünkü eğer yapmazsanız ne kaçırdığınızı bilemezsiniz ve de insanlığın neyi kaybetmekte olduğunu. | TED | لأنكم إن لم تفعلوا ذلك، فلن تعرفوا ما الذي تفتقدونه، ولن تعرفوا ما الذي تخسره الإنسانية. |
Talimatları yerine getirin. Eğer yapmazsanız, kızınız ve oğlum, asla bankadan dışarı çıkamayacaklar. | Open Subtitles | اتبع هذه المعلومات، وإن لم تفعل فلن تخرج ابنتك وابني من المصرف حيّين |
Dediklerimi aynen yapmazsanız yarın bu saatte öleceksiniz. | Open Subtitles | ما لم تفعل بالضبط ما أقوله في هذا الوقت من مساء الغد سوف تكون ميتاً |
Eğer yapmazsanız, size yalnızca bir korkağın sonunu vaad ediyorum. | Open Subtitles | إذا لم تنضموا إلينا فأعدكم لن تموتوا إلا ميتة الجبناء |
Siz yapmazsanız onlardan daha fazla hoşlanmamak için şans yakalayacak. | Open Subtitles | سيكون لدية فرصة لكي لا يحب المزيد منهم لو انكم لا تقوموا بـ |
Dediklerimi yapmazsanız gırtlağını keserim. | Open Subtitles | سوف أقطع رقبة هذا الرّجل إذا لم تفعلوا كما أقول |
yapmazsanız bu program güvenilirliğini yitirir. | Open Subtitles | اذا لم تفعلوا , هذا البرنامج سيفقد مصداقيته |
Söylediklerimi yapmazsanız sonunuz şu Maya dünyası gibi olur. | Open Subtitles | ان لم تفعلوا ما اقول فسوف تنتهون بمثل تلك الغرفه |
- Hiçbirinizi incitmek istemiyorum ama söylediklerimi yapmazsanız incitirim. | Open Subtitles | لا أريد إيذاء أى شخص منكم لكن سأفعل ذلك اذا لم تفعلوا ما أقوله بالضبط |
İstediğimi yapmazsanız, nöbetçiyi çağırabilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أصرخ إلى أن يأتي الحارس إذا لم تفعلوا ما أريد |
Ancak bunu durdurmak için bir şey yapmazsanız bu yer simsiyah bir lekeden başka bir şey olmayacak. | Open Subtitles | ولكن أن لم تفعلوا شيئا لإنقاذه سيلقى نفس مصير المناطق الأخرى |
Eğer bunu yapmazsanız, Misa son anda sözünden dönen birisiymiş gibi görünecek! | Open Subtitles | اذا لم تفعل ذلك ، ستظهر ميسا كأنها الشخص الذي ينسحب في الدقيقة الأخيرة |
Eğer yapmazsanız, Hiçbir şeyi değil ama ölüm kararınızı garanti edebilirim. | Open Subtitles | اذا لم تفعل أضمن لك تماماً عقوبة الإعدام |
Ve zaman içerisinde bu yapı için birşey yapmazsanız, zayıflayacaktır. | Open Subtitles | لذا بمرور الوقت إذا لم تفعل شئ لهذا التركيب سينهار ويسقط. |
Vurulma şansınızla karşılaştırdım, Eğer yapmazsanız. | Open Subtitles | بالمقارنة مع إحتمالات إصابتك شبه المؤكدة بالرصاص إذا لم تفعل |
Ve yardımcı olacak bir şeyler yapmazsanız, hiç kimse yapmaz. | Open Subtitles | و انت تشعر انه ان لم تفعل شيئا لمساعدتها لن يفعل احد |
Gerçek ihtiyaçlar için tasarlanmalı ve daha az yorucu olarak tasarlanmalıdır. Çünkü siz daha az yorucu yapmazsanız başkası yapar ve bunlar genelde müşteriler olur. | TED | صمم للحاجات الحقيقية وصممها باحتكاكات منخفضة، لأنك إذا لم توفرها باحتكاكات منخفضة، فسيقوم شخص آخر بذلك ،غالباً الزبون، |
Şimdi, korkmayın. Aptalca bir şey yapmazsanız her şey yolunda gider. | Open Subtitles | ان لم تفزعوا او تقوموا بعمل غبي كلكم ستكونون بخير |
Eğer dediğim gibi yapmazsanız, hiç eviniz olmayacak. | Open Subtitles | إذا لم تقوما بما أخبركم به فلن يكون لديكم منزل على الإطلاق |
İstediklerimi yapmazsanız tek yapmam gereken ısırmak. İşte o zaman Confessor Ana ölür. | Open Subtitles | لو لمّ تفعل ما آمر بهِ ، فكل ما يتعين عليّ هو إبتلاعه، و ستموت المؤمنة المُعترفة. |
Yemin ederim, dediklerimi yapmazsanız tetiği çekerim. | Open Subtitles | أقسم بأني سأسحب الزناد إن لم تفعلا ما طلبته |
Bir kadının hayatı söz konusu. Bunu hemen yapmazsanız ölecek ve siz bunu durdurmak için bir şey yapmamış olacaksınız. | Open Subtitles | حياة امرأة على المحكّ، إن لم تقم بهذا الآن، حالاً، فستموت |