İşte bu, tüm bu gül yapraklarının sebebini açıklıyor. | Open Subtitles | ذلك يوضح سبب بتلات الورود |
Gül yapraklarının belli bir mesajı var. | Open Subtitles | بتلات الورود كانت رسالة واضحة |
Sanırım gül yapraklarının anlamını buldum. | Open Subtitles | أظنني وجدت معنى بتلات الورود |
Şimdi yağlarının faydaları ve yapraklarının besleyici değerleriyle gözde bir sebze. | Open Subtitles | والآن, إن النفع في سريان مفعول زيوتها والمغذيات في أوراقها |
Şimdi yağlarının faydaları ve yapraklarının besleyici değerleriyle gözde bir sebze. | Open Subtitles | تُقدر الآن لجودة زيتها والطعام الآتي من أوراقها |
Geiger sayacını yapraklarının üzerinde gezdirdim. | TED | وشغلتُ عدّاد الجايغر فوق أوراقها. |
Güneş gülü gibi yapraklarının kenarında nektar üreterek kendisini çekici hale getirir. | Open Subtitles | مثل السنديو تجعل نفسها جذابة جدا تُخرج الرّحيق من حافّة كل ورقة |
Gezegendeki bütün bitkilerin yapraklarının içindekiler, ilk yeşil bakterilerin torunlarının ta kendisidir. | Open Subtitles | داخل كل ورقة لكل نبات على هذا الكوكب هم أحفاد مباشرين لتلك البكتيريا الخضراء الأولى. |