Tüm o beraber yaptığımız şeyler, beraber atlattığımız onca şeyden sonra, bunu mu yapıyorsun? ! | Open Subtitles | كل ما فعلناه ومررنا به معاً وهذا ما احصل عليه؟ |
Ama o gece yaptığımız şeyler yüzünden oldu. | Open Subtitles | ولكنّها ماتت بسبب ما فعلناه في تلكَ الليلة |
Ve şu ana kadar yaptığımız şeyler kavga etmekti. | Open Subtitles | وكل ما فعلناه أن تشاجرنا لفترة طويلة. |
Beğenin ya da beğenmeyin onlar burada yaptığımız şeyler ve hepsinin maddi değeri var. | Open Subtitles | سواء اعجبتك او لا انها ما نقوم به هنا ولهم قيمة نقدية |
Gördüğünüz gibi eğer gezegenimizi zehirlemek ve kirletmek için yaptığımız şeylerle fakir insanlara yaptığımız şeyler arasındaki bağlantıyı görürsek çok can sıkıcı ama faydalı bir şeyi anlamış oluruz: Gezegeni mahvetmek için insanları da mahvetmemiz lazım. | TED | ان استطعتم ان تستوعبوا الرابط بين ما نقوم به لتلويث وتسميم الكوكب وما نقوم به حيال الفقراء سوف ترون على الفور المعضلة .. وسوف ترون ايضاً فكرة أسياسية .. وهي ان التخلص من المواد .. هو تخلص من الافراد أيضاً |
- Evet, aşk için yaptığımız şeyler. | Open Subtitles | أجل, أشياء نفعلها من أجل الحب |
Aşk için yaptığımız şeyler, ha? | Open Subtitles | الأشياء التي نفعلها من أجل الحب , أليس كذلك ؟ |
- yaptığımız şeyler zaman çizgisini değiştirmemiş. | Open Subtitles | -على ما يبدو، أن ما فعلناه لم يغير تسلسلنا الزمني |
yaptığımız şeyler hata değildi. | Open Subtitles | ما فعلناه لم يكن أخطاء |
Birlikte yaptığımız şeyler yüzünden. | Open Subtitles | بسبب ما فعلناه معاً |
Ama Kızılderililere yaptığımız şeyler... | Open Subtitles | ...لكن ما فعلناه بالهنود الحمر |
yaptığımız şeyler yanlıştı. | Open Subtitles | -لقد كان خطئاً ما فعلناه |
Ama Kızılderililere yaptığımız şeyler... | Open Subtitles | ...لكن ما فعلناه بالهنود |
Bizim yaptığımız şeyler böyledir, Ilsa. İşler karışabiliyor. | Open Subtitles | هذا ما نقوم به هنا يا (إلسا)، تتعقد فيه الأمور |
Çünkü bunlar, en iyi yaptığımız şeyler. | Open Subtitles | لأن ذلك، هو أفضل ما نقوم به |
Ama yaptığımız şeyler doğruydu. | Open Subtitles | و لكن ما نقوم به صواب؟ هل... |
- Evet, yaptığımız şeyler. | Open Subtitles | أجل, أشياء نفعلها |
Böyle asil bir centilmen-- -"Sevgi için yaptığımız şeyler." | Open Subtitles | رجل محترم مستقيم مثل ذلك الأشياء التي نفعلها من أجل الحب |