| Bunu yaptığım için üzgünüm, fakat çizgiyi aştın. | Open Subtitles | آسف أني اضطررت لفعل ذلك، لكنكِ تصرفت بشكل غير لائق |
| Ve nihayet bir şeyler yapabilecek konuma gelince... Bunu yaptığım için üzgünüm. | Open Subtitles | .. وأخيرا عندما واتتك الفرصة لفعل شيئاً ما |
| Bir profesyonelle bu seansları yaptığım için çok mutluyum. | Open Subtitles | الأرجح أنني أسعد من أي وقت مضى، لقيامي بجلسات مع طبيبة محترفة. |
| Bunu yaptığım için biraz aptal hissediyorum. İyi ama, değil mi? | Open Subtitles | أشعر بغباء لفعلي هذا0 يبدو عاديا,أليس كذلك؟ |
| Gerçekten aptalmışım! Üzgünüm! Bize bunu yaptığım için üzgünüm! | Open Subtitles | لقد كنت فعلاً مغفلة آسفة آسفة لأنني فعلت ذلك بنا |
| Aşkı, aileye tercih ediyorsun ve aynısını yaptığım için beni kınıyorsun. | Open Subtitles | تفضّل الحبّ عن الأسرة، ثم تعاتبني على فعل الأمر ذاته. |
| SETE Bir daha gideceğimi sanmıyorum ama bunu yaptığım için mutluyum. | Open Subtitles | أنا أعتقد أنني لن أعود، ولكن أنا سعيد لأني فعلت ذلك. |
| Erkek arkadaşımla laboratuvar masasında şey yaptığım için atıldım. | Open Subtitles | تمّ طردي لأني كنت أقبّل صديقي على طاولة المعمل |
| Evet ama garip bir şekilde bunu yaptığım için mutluyum. Kendimi daha iyi hissediyorum. | Open Subtitles | نعم, ولكنني رغم غرابة الأمر أشعر بأني سعيدة لأنني قمت بذلك, أشعر بتحسن بشكل أو بآخر |
| Bak, bunu yaptığım için üzgünüm ama beni tele satış binasının önünde bırakabilir misin? | Open Subtitles | انظر، أنا آسف لفعل هذا، لكن هل يمكنك توصيلي لمبنى الهاتف؟ |
| Alicia, bunu yaptığım için özür dilerim ama Duke Rosco itibar zedeleme davası ile ilgili elindeki her şeyi istiyorum. | Open Subtitles | أليشيا ،آسف لفعل ذالك لكي ولكني اريد اي شي تملكينه على قضيه ديوك روسكو للتشهير كم من الوقت لتحصلي بسرعة على خط ارضي |
| Az kalsın bunu yaptığım için kötü hissedecektim, bilirsin, geçmişimiz yüzünden falan. | Open Subtitles | أشعر بالقليل من السوء لفعل هذا نظراً لتاريخنا معاً |
| Bunu yaptığım için tam bir kaçığım. | Open Subtitles | أنا في قمة الإثارة لقيامي بهذا |
| "Çocuklar, bunu yaptığım için gerçekten üzgünüm..." | Open Subtitles | يا رفاق, حقا أنا آسف لقيامي بهذا ـ ـ ـ |
| Şimdiye kadar sana bunu yaptığım için, gerçek çok üzgünüm. Önemli değil. | Open Subtitles | أَنا آسفُ جداً لفعلي هذا من أي وقت مضى لك. |
| Doğru şeyi yaptığım için ölmek istemiyorum. | Open Subtitles | حقًا لا أودّ أن أموت لفعلي الأمر الصائب. |
| Dün gece yaptığım için, Kunal. | Open Subtitles | لأنني فعلت بالليلة السابقة بالضبط مثلما فعلت |
| Bunu yaptığım için üzgünüm Stephen. Ama sırların vadesi doldu artık. | Open Subtitles | آسف على فعل هذا يا (ستيفن) ولكن الأسرار أصبحت في الماضي |
| * Sadece bu kadarını yaptığım için şanslısın * | Open Subtitles | يجدر بك أن تكون محظوظاً * * لأني فعلت هذا فقط |
| Dinle, ben aptallık yaptığım için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أسمعي أنا .. أنا آسف لأني كنت أحمقاً |
| Anlıyorum. İşimi yaptığım için bana sinirlisin. | Open Subtitles | حسنًا، أفهم الأمر، أنت غاضب لأنني قمت بعملي |
| Bunu yaptığım için bir yıl hapsedildim bir değerlendirme merkezinde. Aslında bir gözaltı merkeziydi. Gerçek bir hapishaneydi gençler için. | TED | لأني قمت بذلك، تم سجني لعام في مركز التقييم، والذي في الحقيقة كان مركز الحبس الاحتياطي. كان سجن ظاهري للشباب. |
| İlk başta bir neden olduğunu sanıyordum... ama şimdi yaptığım için üzgünüm. | Open Subtitles | على كل , و رغم الأسابا أنا آسفة لما فعلته و أنا أعرف الكفاية الآن |
| Benimle, tanışıyormuşuz gibi konuşma. Snovbord yaptığım için dost canlısı olacağımı falan mı sandın? | Open Subtitles | هل تعتقد أني رائع لأني أقوم بالتزلج فقط؟ |
| Bana bakıp çocuğuma bunu yaptığım için korkunç biri olduğumu söyleyebilirsiniz. | Open Subtitles | و أنت تستطيع أن تنظر لي و تخبرني كما أنا شنيعة لأنني أفعل هذا لطفلتي |
| Beni duyabiliyorsan eğer kamp gezisi boyunca gıcıklık yaptığım için özür dilerim. | Open Subtitles | لذا ... إن كان بإمكانك سماعي، أنا جد آسفة لتصرفي الأحمق بشأن رحلة التخييم. |
| Evet, bu maçta koçluk yaptığım için çok dikkat çekiyorum. | Open Subtitles | أتعلمون , أجل , أني ألقى الكثير من الأنتباه بتدريب هذا الفريق |